Ototransplantasyon, bir dişin aynı bireyde ağız içerisinde bir başka bölgeye naklini gerçekleştirmek anlamında kullanılan bir terimdir. Ağızda pozisyonu bozuk olan bir dişin çekimini kapsayabilir, travma veya düşme etkisiyle mevcut yerini terk etmiş bir dişin yerine geri yerleştirilmesi için de kullanılabilen bir yöntemdir.

Ortodontik (diş teli) tedavi ile diş pozisyonları düzeltilebilir. Bazı durumlarda yer darlığı, travma yada genetik faktörler gibi sebeplerle diş pozisyonunu tel ile düzeltmek yıllar alabilir. Böyle bir durumda dişi çekmek (1), dişin asıl olması gereken yerine implant drill’i ile bir yuva hazırlamak (2) ve dişi yeni konumlandırıldığı bölgede stabilize etmek (3) bir seçenek olabilir.

Genetik sebeplerden dolayı yada travma sebebiyle ön bölgede diş eksikliği olan bir hastada arka bölge dişlerinden bir tanesinin çekilip, ön bölgeye transplantasyonunun sağlanması da mümkündür. Çocuklarda sık görülen düşme, yabancı cisim çarpması veya çürük sebebiyle kaybedilen dişlerin ototransplantasyonu da mümkündür. Travma sebebiyle yerinden ayrılmış bir diş (süt dişi veya daimi diş) uygun koşullarda saklandığı takdirde yerine geri konulabilir. Yerinden ayrılan diş eğer kirli bir yüzeye temas ettiyse salin ile yıkanıp temizlenmesi önerilir. Ancak bu temizlenme sırasında dişin etrafındaki yumuşak dokulara zarar verilmemelidir; çünkü transplantasyonun başarısını etkileyen en önemli faktörlerden biri de diş-kemik arasında bulunan ve ‘’periodontal ligament’’ denilen ufak ipliklerin idamesinin sağlanmasıdır. Diş, çene kemiğine bu iplikler ile bağlanır ve dişin canlı ve sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürmesinin en önemli şartlarındandır. Diş çekimi ile veya travma ile kopan bu lifler transplantasyon ile kemiğe yeniden bağlanmalıdır. Bu, kendiliğinden olabilecek bir süreçtir. Bazı yardımcı faktörler ile liflerin tamirini kolaylaştırmak mümkündür.

İlk Diş Nakli

18. yy’da bireyler arası diş nakli oldukça popüler olmasına rağmen, bu tedavinin başarısızlığı bireyler arası diş naklinden vazgeçilmesine sebep olmuştur. Enfeksiyon kontrolünün mümkün olmadığı bu yıllarda farklı insanlar arası diş değişimi oldukça cesur bir tedavi yöntemi değil mi sizce de? İlk başarılı transplantasyon vakası 1950’de yayınlanan bir yayında bildirilmiştir. Tahmin edersiniz ki bu başarılı vaka iki farklı bireyde değil tek bir bireyde gerçekleşen diş transplantasyonu olmuştur. Büyük azı dişlerinden birini kaybeden hastada, 20 yaş dişi çekilip kaybettiği büyük azı dişinin yerine transplante edilmiştir. Günümüzde literatürde görülen başarılı transplantasyon vakalarının çoğu da bu şekildedir. 20 yaş dişi, fonksiyonu açısından fazla önemli olmadığından dolayı, çiğneme için önemli olan büyük azı dişlerinin kaybında 20 yaş dişi çekilip, kayıp azıların yerine yerleştirilir. Transplantasyon sonrası diş tel ile diğer dişlere bağlanır, bu şekilde diş- kemik arası lifler iyileşene dek stabilizasyon sağlanmış olur. Transplante edilen dişe kanal tedavisi uygulanır. Böylece stabil ve sağlıklı bir azı dişi kazanılmış olur.

Tedavinin Başarısız Olması Mümkün mü?

Tabii bu tedavi her zaman başarılı olmayabilir. Dişte istenmeyen rezorbsiyonlar meydana gelebilir. Diş, bulunduğu yuvadan ayrıldığında, kök yüzeyinin en dış tabakası olan sementte minimal ölü alanlar oluşur. Yeni yuvasına yerleştirildiğinde bu ölü alanlar artabilir, kemikten gelen beslenme ağı yetersiz kaldığında ölü alanlar diş yüzeyinde rezorbsiyonlara yol açar ve tedavi başarısızlıkla sonuçlanır. Bu durum oskeoklastlarca gerçekleştirilir. Osteoblastlarda aşırı aktivasyonunda ise bu sefer diş-kemik arası lifler yerini kemiğe bırakır ve ‘’ankiloz’’ (replasman rezorbsiyonu) gerçekleşir. Bu durumda diş ve kemik arasında başka herhangi bir doku bulunmaz ve kemiğe direkt olarak yapışır. Bu da istenmeyen bir durumdur ve tedaviyi olumsuz yönde etkiler. Transplantasyonun en sık karşılaşılan komplikasyonlarından biri de tabii ki enfeksiyondur. Tedavinin gerçekleştirildiği koşullara ve hastanın postoperatif ağız bakımına bağlı olarak enfeksiyon gerçekleşirse tedavi yine başarısızlıkla sonuçlanır.


Sağlık Bilimleri kategorisinde bulunan diğer makaleleri de okumanızı tavsiye ederiz!