Ön yargı, bir kişi ya da olay ile ilgili yeterli bir bilgiye sahip olmadan önceden karara varma durumudur. Gerçekten de böyle değil mi? Birini tanımazsın ama onun hakkında ki fikirlerin sanki onu tanıyormuşçasına kötüdür. Biri için en kötü yargıya varmak güzel bir şey değildir.

”Bir ön yargı, görünür hiçbir desteği olmayan belirsiz bir fikirdir” – Ambrose BİERCE

Sen hiç sordun mu kendine ben ön yargılı birisi miyim diye ?

Bence sormamışsındır. Bunu sorabiliyorsan ve kendini eleştirebiliyorsan belirli bir olgunluğa erişebilmişsindir. Ancak çoğumuz bir kişi ya da durum karşısında ” ön yargılı olma! ” diyebiliyoruz. Bu cümleyi başkalarına söylemek yerine kendimize söylesek ön yargı diye bir şey kalmayacağını düşünüyorum.

Bir iki tecrübe edinip hemen karar veriyoruz. Bir kitap okursunuz sıkıcı, saçma, akıcı değil gibi birçok fikre sahip olursunuz. Fakat her kitap aynı değildir. Çoğu ön yargılı kişilerden oluşan böyle toplumlara esir hayatı yaşıyorlar da denebilir. Yüz yıl önce de böyle, yüz yıl sonra da böyle olacaktır. Zihnimiz böyle ön yargıların esiri ise hiçbir zaman gerçekleri göremeyiz. Kuran-ı Kerim’de “Hislerinize uyup adaletten sapmayın.” (Nisa 135.Ayet) denilerek ön yargısız bir yaşam için yol gösterilir.

Sizler de hayatı bir fikre bakarak yargılamayın. İlk defa karşılaştığınız bir durum  ya da kişi hakkında fikir beyan etmek için acele hareket etmeyin. İyi bir izleyici olun. Durumları analiz edin sonra fikir yürütün. Gerekirse empati kurun. Başkası ön yargılı davranıyor diye siz de ön yargılı davranmak zorundaymışsınız gibi düşünmeyin. Bence artık atın ön yargınızı hayatın güzelliklerini görün.