Türk tarihi çok büyük kahramanlıkları olan yiğitlerle doludur. Bizim vazifemiz ise vatanları uğruna canlarını hiçe sayan o yiğitleri, her zaman ve her koşulda yad etmek olacaktır. Şimdiyse o yiğitlerden biri olan, dünyanın ve Türklerin ilk kadın hükümdarı, Tomris Hatun’u yad edelim.

M.Ö. 6. yüzyılda, Orta Asya bozkırlarında bir kız çocuğu dünyaya geldi. Cesur, gözü kara, kahraman ruhlu bir kız çocuğu…

İskit Türkleri Hükümdarı Tomris Hatun

İskit Türkleri bilinen diğer bir adıyla Sakalar, Alp Er Tunga’nın haince planlanan ölümünden sonra askeri ve siyasi olarak çok zayıflar. Bu Türk topraklarının bir diğer saygı değer hakanı da acımasız ve gaddar Pers hükümdarı Kiros tarafından haince katledilir. Efsaneye göre ise Tomris Hatun, büyük Türk hükümdarı Alp Er Tunga’nın torunudur. Öyle ki, hem atasını hem de eşini kaybeden Tomris Hatun 40 gün, 40 gece yas tutar. Yasının sonunda ise büyük bir intikam yemini eder. Sevdiği herkesin ölümüne sebep olan Büyük Pers İmparatorluğu’nu, ne pahasına olursa olsun yok edecektir.

Artık İskit Türkleri’nin yeni bir hükümdarı vardı, Tomris Hatun. İskitlerin başına kadın bir hükümdar geldiğini öğrenen Pers hükümdarı Kiros, İskit topraklarını da kendi topraklarına katmak istedi. Kiros’a göre kendi halinde olan ve göçebe bir şekilde yaşayan İskitlerin, Büyük Pers İmparatorluğu’na kafa tutması söz konusu bile olamazdı.

İskitlileri zayıf bir halka olarak gören Kiros, bu Türk topraklarına küçük akıncılar gönderdi. Fakat hesaba katmadığı bir kişi vardı. Tomris Hatun, öyle bir strateji geliştirmişti ki yapılan tüm saldırılara karşı galibiyet kazanmıştı. Kiros, her ne kadar acımasız olsa da siyasi ilişkilere önem verirdi. Bu nedenle Tomris Hatun’a bir teklifte bulundu. Teklifin de Tomris Hatun’un kendisiyle evlenmesi karşılığında, İskitlilerle savaşmayacağını öne sürüyordu. Tomris Hatun ise cani Kiros’un teklifini reddetti. Reddedilmeyi gururuna yediremeyen Kiros, derhal İskitlilere savaş ilan etti.

Savaş Zamanı

Savaş günü iki ordu da aralarında birkaç kilometre kalacak şekilde konumlandı. İki ordu da havanın kararması üzerine, hava aydınlanana kadar beklemeye koyuldu. Ancak hain Kiros haince bir plan yapmıştı. İki ordunun da tam ortasında kalacak şekilde bir çadır kurdurmuştu. Çadırın içindeyse birbirinden güzel kadın, şarap ve yiyecek vardı. Tomris Hatun’un oğlu ve askerleri bu çadırı fark ettiklerinde kendilerini ortamın büyüsüne kaptırmışlardı. Ortamın sarhoşluğundan yararlanan Kiros, çadırdaki herkesi kılıçtan geçirmişti.

Oğlunun acı haberini alan Tomris Hatun, öfkeden çılgına döner ve Kiros’u kana doyuracağına ant içer. Savaş, şafağın ilk ışıkları ile başlar. Dar boğazlarda birçok yiğit kaybedilir. Fakat müthiş bir zamanlama ile Turan taktiğini uygulayan Tomris Hatun, şanına yakışır bir zafer elde eder. Sayıca üstün olan Persler, bozguna uğrar.

Savaş sırasında diğer Persler gibi Kiros da ölmüştür. Ölü bedeni Tomris Hatun’a getirilen Kiros’un kafası bedeninden koparılır ve öldürülen diğer askerler ile aynı fıçıya atılır. Tomris Hatun, hayatında kan içmeye doymamış olan Kiros’u, kana doyurmanın şevkini yaşar.

Türk kadını yeri geldiğinde kıymetli bir hatun, yeri geldiğinde bilge bir ana, yeri geldiğinde cesur bir komutan olabilecek meziyetlere sahiptir.

Unutmayın ki bir erkeği eğitirseniz bir adamı eğitirsiniz, lakin bir kadını eğitirseniz bir kuşağı eğitirsiniz.


Biyografi kategorisindeki diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Aleyna BAYKAL

benimühendisim de serbest konulu içerikler üreten bir yazarım, bunun yanı sıra sayfa da editörlük yapmaktayım. Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünde tamamlamış bulunuyorum. İlgi alanlarım ise psikoloji, kozmoloji ve tarihtir.

Tüm Makaleleri Göster