Çağımızda enerjiye ulaşmak temel ihtiyaç haline gelmiştir. Ekonomik ve sosyal kalkınma için; ucuz, güvenilir, sürdürülebilir fiyattan temiz enerji talebinin karşılanması zorunludur. Dünya nüfusunun halen dörtte biri modern enerji hizmetlerinden yoksundur. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmaya göre, dünya nüfusunun 7,60 milyara yaklaşması, enerjiye olan ihtiyacın artmasına sebep olmuştur. Dünya nüfusunun giderek daha da artmasıyla enerji kaynaklarına olan ihtiyaç da gittikçe artacaktır.

Dünyadaki şuanda potansiyeli yüksek enerjinin büyük kısmını fosil yakıtlar teşkil etmekte olup bunlar petrol, kömür, ve doğal gazdır. Dünyadaki petrol rezervleri yaklaşık 70 yıl ve kömür rezervleri yaklaşık 150 yıl sonra tükeneceği araştırılan bilimsel çalışmalarla tahmin edilmektedir. Bu fosil yakıtların kullanımı esnasında havaya yaydığı karbondioksit sera gazı etkisi yaparak küresel ısınmaya sebep olmakta bu durum ise küresel iklim değişikliklerine sebep olarak hayatımızı olumsuz yönden etkilemektedir.

Dünyada “Yenilenebilir enerji kaynaklarının en verimli şekilde nasıl yararlanılabilir” konusunda çok önemli bilimsel araştırmalar söz konusudur. Günümüzde dünya enerji tüketiminde fosil yakıtların payı yaklaşık olarak %80 olup bu yakıtların elektrik enerji üretimindeki payı yaklaşık %68 (kömür yaklaşık %40, doğal gaz yaklaşık %22 ve petrol ise yaklaşık % 6) nükleer enerji yaklaşık %14, hidroelektrik enerji yaklaşık %16 ve yaklaşık %2’si diğer yenilenebilir enerji kaynaklarındandır. Bu verilere bakıldığında fosil yakıtların enerji üretimindeki etkisi açıkça görülmektedir. Fakat bu durumda enerji tüketmede fosil yakıtlarına yüklenilmesi yukarıda bahsettiğimiz çevresel olumsuzları (karbondioksit salınımı ve sera etkisi) da beraberinde getirmektedir. Bu sebeple gelişmiş ülkeler yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları (jeotermal enerji, güneş enerjisi, hidrolik enerji, biyoenerji, hidrojen enerjisi, dalga enerjisi ve rüzgar enerjisi gibi) üzerinde ciddi bilimsel harcamalar yapıp, kayda değer yatırımlar yapmaktadırlar.

   Enerji kaynaklarının 2008-2030 döneminde, dünya enerji talebindeki ortalama yıllık artışın yaklaşık olarak %1,6 olacağı düşünülmektedir. Bu dönem sonunda, 2030 yılı itibarıyla toplam enerji talebi artışının %45’e ulaşması beklenmektedir.

   Dünyanın sürekli artan enerji talebini karşılamak için kullanmış olduğu kaynaklar ve bu kaynakların toplam enerji arzı içindeki paylarından yukarıda bahsetmiştik. 1973’te %0.1 olan yenilenebilir enerji kaynaklarının dünya toplam enerji arzı içindeki payı günümüze gelindiğinde %3’ü geçmektedir. Bu yükseliş bu şekilde devam ederse 2030 yılında %11.8’e ulaşacağı öngörülmektedir. Bu durum, dünya enerji kaynaklarının %45‘ini tüketen OECD ülkeleri için daha ilgi çekici bir boyuttadır. 1973 yılında, yenilenebilir enerji kaynaklarının OECD ülkelerinin enerji arzı içindeki payı %2.5’tir. 2008 yılında bu oran %5.2ye çıkmıştır ve 2030 yılında da %19.5 olması beklenmektedir.

   Önümüzdeki 20 yıllık süreçle ilgili bu olumlu beklentiler, yenilenebilir enerji piyasalarındaki yatırımların artmasına ve mevcut kapasitelerin yükselmesine yol açmıştır.

Kaynak

Pof. Dr. Yüksel Özdemir – Türkiye’nin Enerji Stratejisi

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster