Duygusal zeka, günümüzün en ilgi çeken kavramlarından birisidir. Gerek psikoloji gerekse diğer bilim alanlarında duygusal zekâ üzerine birçok araştırma yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir.

Duygusal Zeka Kavramının Doğuşu

Duygusal zeka,  bireyin kendi veya başkalarının hissettiği duyguları anlama, yönetme ve yönlendirme kapasitesidir. Daniel Goleman 1995 yılında yayınladığı ‘Duygusal Zeka’ kitabıyla duygusal zeka kavramını ortaya koymuştur. Goleman’a göre duygusal zeka bilişsel zekadan daha önemlidir ve bilişsel zekanın tamamlayıcısıdır. Yani bireyin bilişsel zekası ne kadar yüksek olursa olsun duygusal zeka olmadan başarılı olamayacaktır. Yeterli seviyede duygusal zekaya sahip olmayan kişiler mesleki olarak da aile ve özel hayatında da başarılı olamazlar ve çoğu zaman yalnız kalırlar.

‘Herkes kızabilir, bu kolaydır. Ancak doğru insana, doğru ölçüde, doğru zamanda, doğru nedenle ve doğru şekilde kızmak, işte bu kolay değildir.

Aristo/ Nikomakus Etiği’

Goleman kitabını ilk çıkardığında kitap hızla en çok satanlar listesinde zirveye yükseldi ve uzun süre yerini korudu. Çünkü Daniel Goleman kitabında sadece bir argümanı anlatmıyordu, argümanını destekleyen gerçek hayattan alınmış örnekler veriyordu. Bu örnekler çoğunlukla tıp merkezlerinden alınmış vaka öyküleriydi.

Duygusal Zekanın Faktörleri

Duygusal zeka kendi içerisinde dört bileşenden oluşur. Bunlar öz bilinç, öz yönetim, sosyal farkındalık ve ilişki yönetimidir. Öz bilinç bireyin kendi hislerinin farkında olması, duygularının doğru tanıması ve ona göre davranmasıdır. Öz yönetim, öz disiplin olarak da adlandırılır. Kısaca dış denetim merkezlerinin etkisi olmadan kişinin kendi iradesiyle hareket edebilmesidir. Öz disiplini yüksek olan kişiler başkalarından bağımsız olarak hedef belirleyebilir ve bu hedeflerde de başarılı olurlar. Sosyal farkındalık, bireyin etrafındaki kişilerin duygularını ve hislerini tanıması ve anlamasıdır. Empati duygusuyla iç içedir. İlişki yönetimi ise bireyin içerisinde bulunduğu ilişkileri iyi ve etkin şekilde sürdürebilmesidir. İlişki farkındalığı yüksek kişiler çok iyi takım lideri olurlar.

Duygusal Zekâ Neden Önemli?

Yapılan işte bir aksilik olduğunu patronunuzun tek çocuğu çok hastayken söylemek pek akıllıca değildir değil mi? İşinizde çıkan aksiliği patronunuza doğru zamanda söylemenizi sağlayan, eşinize istemediğiniz bir durumu tartışmadan aktarmanızı sağlayan şey duygusal zekânızdır. Bir arkadaşınıza kötü haber verirken kullandığınız teselli cümleleri ya da bir trafik kazası geçiren birisini gördüğünüzde kendinizi tehlikeye atarak ona yardım etmenizde duygusal zekâ sayesindedir. Yardıma ihtiyacınız olduğunda sunulan doğru yardımı kabul etmenizde duygusal zekânız sayesinde gerçekleşir. Görüldüğü gibi hayatın akışı içerisinde verdiğimiz tüm kararlar duygusal zekâmız sayesinde gelişir. Duygusal zekâsı yüksek kişiler, olaylar, kişiler ve durumlar için uygun adımlar atarak daha başarılı olurlar. Duygusal zekâsı yeterince yüksek olmayan kişiler ise bilişsel zekâları daha yüksek olsa bile başarı sağlayamazlar. Çünkü birey içerisinde bulunduğu toplumun bir parçasıdır. Toplumla etkileşim içerisinde hayatını devam ettirir. Duygusal zekâ, kendimizle ve çevremizle olan ilişkilerimizi daha verimli ve pozitif hale getiren bir yeterliliktir.

Duygusal Zeka

Duygusal Zekâ Geliştirebilir Mi?

Tüm zekâ türleri geliştirebilir. Bununla birlikte duygusal zekânın geliştirilmesinde en önemli faktör ailedir. Ömrümüzün ilk beş yılı ailemizde öğrendiğimiz her şey bize tüm yaşamamız boyunca eşlik eder. Diğer önemli faktör ise duygularını tanıma ve kabul etmedir. Duygularınızı düşünün, onları isimlendirin. İlişkilerinizi daha derin ve çok yönlü yaşayın. Sevdiğiniz ve sevmediğiniz yönlerinizi keşfedin. Duygu yönetimi öğrenilebilen bir kavramdır. Öğrenmek için çeşitli kaynaklara başvurabilirsiniz. Stres duyguları baskılayan ve yanlış tepkiler vermenize sebep olan bir dış faktördür. Bunun için stresi hayatınızdan uzak tutmaya ya da stresle başa çıkma yöntemlerini öğrenmelisiniz.

Psikoloji kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederim !