Ortak evrelerden geçtiğimiz bu yaşam döngüsü içinde farklı inanç sistemleri vardır. Öyle ki bugüne kadar medeniyetle hiç bağlantı kurmamış kabileler dahi vardır. Tıpkı Fulaniler gibi.

Fulaniler yaklaşık 40 milyonluk nüfusu ile Afrika’nın en büyük yarı göçebe kabilesidir. Baskı, sömürü ve acımasızlığa maruz kalmış bu ülke tüm yaşananlara rağmen sabır ve hoşgörü kapılarını sonuna kadar açmaktadır.

Fulaniler İslamiyet’i ilk kabul eden kabilelerden biridir. Genellikle katı dindar kişilikleri ile tanınmaktadırlar. %93’ü Müslüman olsa da göçebe olarak yaşayan Fulaniler arasında putperestlik daha yaygındır. Bununla birlikte çeşitli toplum tabakalarından oluşan bir kast sistemine sahiptirler.

Toprak ile inşa ettikleri tek gözlü evlerde yaşamaktadırlar. Herhangi bir elektriğe sahip olmayan bu kabile geçimini çiftçilik ve çobanlık ile sağlamaktadır. Modern hayattan oldukça uzak olan Fulaniler’in ilginç gelenekleri vardır.

Fulani Gelenekleri

Dinlediğimiz tüm hikayelerde karşılaşılan bir durum söz konusu aslında bu geleneklerde. Hikayelerde bir isim alabilmek uğruna vahşi bir hayvanla mücadele etmek gerekir. Tıpkı hikayelerde olduğu gibi insan yaşamında da benzer bir mücadele vardır. Geçmişten günümüze tüm kültürlerde kendini kanıtlamak, bir isim sahibi olabilmek için çetin bir kavga verilmiştir. Geçmişten günümüze gelen bazı gelenekler ise şu şekildedir;

  • Bir Fulani kızının başı ve yüzü evlenirken annesi tarafından kapatılır. Gelinin yüzünün ve başının kapatıldığı şal ise eşinin annesine aittir. Fulani geleneklerine göre bu davranış “Bizim olan her şey artık senindir.” anlamı taşımaktadır.
  • Evlilik adetlerinden bir diğeri ise gelinin evlenmeden bir gün önce odaya kapatılmasıdır. Gelinin odada kaldığı bu bir gün, evlilik hayatı boyunca yaşayacağı zorluklar için bir ön hazırlıktır sürecidir. Eğer gelin bu geceyi tamamlarsa evlilik gerçekleşir.
  • Bir başka gelenek ise evlenmeden önce erkeğin 3 gün boyunca köyden uzaklaşıp, sürüyü otlatması gerekmektedir. Eğer sürüye veya damada bir zarar gelirse evlenmesine izin verilmez. Damat sağ salim köyüne dönerse bir eve bakabileceğini kanıtlamış olacaktır.
  • Avcı kabilelerde ise erkeklerin yetişkin olduklarını kanıtlamaları için tek başlarına avlanmaya gitmeleri gerekmektedir. İyi bir av bulana kadar da geri dönmelerine izin verilmemektedir.
  • Bir diğer gelenek ise genç kızlığa geçerken kızların ağız kenarlarına yapılan dövmelerdir. Bu dövmeler ateşte kızgın hale gelen demir iğnelerle yapılmaktadır.

Hayata Dair kategorisinde yer alan diğer makaleleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Aleyna BAYKAL

benimühendisim de serbest konulu içerikler üreten bir yazarım, bunun yanı sıra sayfa da editörlük yapmaktayım. Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünde tamamlamış bulunuyorum. İlgi alanlarım ise psikoloji, kozmoloji ve tarihtir.

Tüm Makaleleri Göster