Geçtiğimiz günlerde Space X’in kurucusu, Tesla Motors ve PayPal’in kurucu ortağı olan Elon Musk yaptığı Neuralink tanıtımı ile dikkatleri üzerine çekti.

Neuralink temel olarak bilgisayarınızı veya telefonunuzu sadece düşünerek kontrol edebilmenizi amaçlıyor. Öncelikli hedef kitle ciddi omurilik zedelenmeleri olan bireyler. İlk adım bu olsa da geliştirilmekte olan teknolojinin tek amacı bu değil elbette.

Elon Musk, uzun vadede depresyonun, işitme kaybının, görme kaybının, epilepsi ve hafıza kaybı gibi beyin hasarlarından kaynaklı rahatsızlıkların Neuralink sayesinde tarihe karışabileceğinden bahsetti.

Hatta anıların kaydedilebileceğinden ve konuşmadan iletişim kurmanın yani telepatinin 5-10 yıl içerisinde hayatımızda olacağından bahsetti. Geleceğe yönelik bu açıklamalar hem heyecanlandırdı hem de pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Nasıl Çalışıyor?

Tanıtılan nöral implant beynin hareketten sorumlu bölgesine yerleştiriliyor ve beyinden gerçek zamanlı olarak veri topluyor. Temelde 3 ana parçadan oluşuyor. Link dediğimiz kısım nöral sinyalleri işliyor, iletiyor ve uyarıyor.

Nöral ipler(nöral parçacıklar) ise nöral sinyalleri tespit etmek amacıyla kullanılan oldukça küçük ve esnek yapılar, elektrotlar da bu parçada bulunuyor.

Cihazın bir diğer kısmı ise kablosuz bir bağlantı ile cihazın şarj edilebilmesini sağlayan bir şarj dinamosu. Şarj ömrü 1 gün olan cihaz aracılığıyla toplanan veriler bluetooth aracılığıyla Neuralink uygulamasına aktarılıyor.

Nasıl Yerleştiriliyor?

Boyut olarak mümkün olduğunca minimalize edilen bu ürün çok sayıda incecik ve esnek parçacık içerdiği için insan eliyle istenildiği şekilde yerleştirilebilmesi neredeyse imkânsız.

İşte bu sebeple Neuralink ürünün en doğru şekilde, kan damarlarına denk gelmeden yerleştirilebilmesi adına tam otomatik bir robot geliştirmiş durumda. İnsan anatomisinin kişiden kişiye gösterdiği farklılık düşünüldüğünde bunun oldukça başarılı bir girişim olduğunu söyleyebiliriz.

Farkı Nedir?

Aslında beyinden veri toplamak yabancı olduğumuz bir teknoloji değil. Beyin-makine ara yüzü dediğimiz oluşum zaten bu işlemi yapabiliyor. Peki, bu cihazın var olan benzerlerinden farkı ne? Yaklaşık olarak bir bozuk para boyutundaki bu cihaz benzerlerinden çok daha fazla sayıda elektrot içeriyor(1024).

Elektrot sayısının fazla olması daha fazla verinin toplanmasına da olanak sağlıyor.

Bu küçük gibi görünen fark aslında beyne dair çok daha fazla veri toplayabilmemizin ilk adımı niteliğinde. Beyne dair ne kadar az bilgi sahibi olduğumuz düşünüldüğünde bu gelişmenin önemi yadsınamaz.

Hangi Sorunlar Çözülmeye Çalışılıyor?

Çözülmeye çalışılan sorunların biri implantın bluetooth kullanması sebebiyle farklı cihazlarla da etkileşebilmesi. Bu sorunun önüne geçebilmek için ekip diğer cihazların kullanmadığı bir frekansta çalışmayı planlıyor. İlerleyen süreçte muhtemelen radyo dalgaları ile işlevinin sürdürecek.

Bahsettiğimiz gibi bu ürün beynin korteksine yerleştiriliyor. Dolayısıyla bu implantın vücut ortamında kendisini koruyabilmesi son derece önemli. Ekip implantın dayanıklılığını her geçen gün artırmaya çalışıyor.

Nöronlar çok miktarda komplex bilgi içeriyor ve bu da sinyallerin işlenmesini bir hayli zorlaştırıyor. Bu sürece daha iyi adapte olmak ve düşük güç kullanan cihazlarla gerçek zamanlı olarak daha kapsamlı verilere ulaşabilmek adına Neuralink istatistik ve algoritma dizaynı konusunda gelişmeye devam ediyor.

Neler Endişe Uyandırdı?

Canlı yayında 3 adet domuz gösterildi. Bir tanesi implantı hiç kullanmamıştı. Diğer domuz ise 2 aydır implantla yaşıyordu ve hatta demoda bu domuzun verilerinin gerçek zamanlı olarak çıktılarını gördük. ‘Peki ya bi süre sonra implantı kullanmaktan vazgeçersek?’ sorusuna da bir yanıt verildi ve implantı çıkarılmış bir domuz daha gösterimde yer aldı.

İmplatın güvenilirliğini vurgulamak için ise defalarca mutlu ve sağlıklı olduklarına değindi Elon Musk ancak bu konuda bilimsel herhangi bir verinin yer almaması dikkat çekti.

Ayrıca cihazın belirlenen tek işlevi veri okuma değil aynı zamanda veri göndermek yani nörona yazmak. Demoda buna dair yalnızca uyarılan beyin bölgelerinin bir videosunu gördük. Bu teknolojinin hayatımıza bir an önce girmesini hepimiz dört gözle beklesek de endişeler tam da bu aşamada artıyor.

Nörona yazmanın vücutta düzgün işleyen herhangi bir sisteme olumsuz yönde bir etkisinin olup olmayacağı ve hatta nörona yazmanın mümkün olup olmadığı bile tartışılıyor. Demoda kapılarının açık olduğunu söyleyen Elon Musk’ın araştırmacılara çağrıda bulunması, çalışmaların hedeflenen noktadan çok uzak olduğunu düşündürdü.

Sürecin nasıl ilerleyeceğini hep birlikte görecek olsak da, hedeflere ulaşılsın ya da ulaşılmasın alana yapılan bu büyük yatırımın ve çabanın bilim dünyası için önemi ortada. Bu girişimin beyin hakkında daha fazla gerçeği açığa çıkaracağı ve keşifleri hızlandıracağı da kuşkusuz. Tüm bu nedenlerle hep birlikte takipte kalalım ve neler öğreneceğiz bakalım.

Teknoloji kategorisindeki diğer yazılarımıza da okumanızı tavsiye ederiz!