Zweig 1920’lerin Avusturyalı gazeteci, roman, biyografi ve oyun yazarıydı. O dönemlerde sadece satış rekoru kırmakla kalmayıp, eserleri en fazla dile çevrilmiş olan en popüler kişiydi. Peki, onu ölüme sürükleyen neydi? Her şey göründüğü gibi miydi?…

Stefan Zweig Kimdir?

Zweig 20 Ekim 1881 tarihinde Viyana’da varlıklı Yahudi bir ailede dünyaya geldi. Küçüklüğünden itibaren iyi bir eğitim alan Zweig, İtalyanca, Fransızca, İngilizce, Almanca, Yunanca ve Latince biliyordu. 18 yaşında Viyana Üniversitesi’nde Felsefe bölümünü kazandı ve 1904 yılında doktora derecesini aldı.

En ünlü eserlerini vermeye başladı. Zweig, eserlerini toplumu gözlemleyerek ve yorumlayarak oluşturuyordu. Farklı kültürleri ve insanları tanıyabilmek için Avrupa seyahatine çıktı, birçok yazar, şair ve sanatçı ile tanıştı. Yaşadığı yıllar boyunca toplumdaki yozlaşma ve bağnazlığı daha da yakından gördü.

I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Zweig, birçok kişiyi karşına alarak savaşa karşı çıktığını dile getirdi ve Avrupa’nın birleşmesini savundu. Tüm bu düşünceleri için cezalandırıldı, yaftalandı, adı lekelendi. Her şeye rağmen yine de savaşa katılmadı ve o zamanlar şu sözleri söyleyerek yapmış olduğu şeyin memnunluğunu dile getirdi: “Yaptığım iş övünülecek bir iş değil lakin, bir köylünün bağırsaklarını deşmektense daha uygun geldi bana.” Yıllar sonra savaş bitmiş olsa da çevresindekiler hala savaşa evet demeye devam ediyordu, Zweig ise kendi ideolojisinden bir kez bile vazgeçmedi ve çareyi kaçmakta buldu. Ne yazık ki Zweig, bu kaçış ile aradığı huzuru bulamadı.

1934 yılında Almanya’da Nazi faşizmi iktidara geldi ve savaş karşıtı olan tüm yazar, şair, sanatçılara bir savaş başlattı. Naziler kendi lehinde eserler vermemiş olan tüm bu düşünürlerin eserlerini yaktı, onları katletti. Zweig, tüm ünlü düşünür arkadaşlarının vatanlarından uzak bir hastane köşesinde,  bir otel odasında öldürüldüğü, dayanamayıp canlarına kıydığı haberlerini alıyordu. Tüm Avrupa Nazilerin elindeydi ve Zweig’ın yapabileceği hiçbir şey yoktu.  Zweig, ruhunun derinliklerinde büyük bir yalnızlığa kapıldı. Bunca acının ardından artık bir sabahı daha bekleyecek gücü kalmamıştı. Bir mektup yazdı ve duygularını aynen şu şekilde aktardı:

“Özgür iradem ve açık bir bilinçle bu yaşamdan ayrılırken, son bir sorumluluk yerine getirilmeyi bekliyor: Bana ve işimi yapmama huzurlu bir ortam sunan harika ülke Brezilya’ya içten teşekkürlerimi sunmak. Her yeni günle bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim, ruhsal ana vatanım Avrupa kendi kendini yok ettikten ve ana dilimin dünyası yok olduktan sonra, dünyanın hiçbir yerinde hayatımı bu kadar severek yeniden kuramazdım. Ama altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. Ve benim gücüm yıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. Bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekilde sonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. Ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişisel özgürlüğüm en yüce değerim oldu. Bütün dostlarımı selamlarım! Hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızıllığını görmek nasip olsun! Ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”

Stefan Zweig ve Karısını Ölüme Sürükleyen Süreç

Artık savaşa ve Nazilerin zulmüne daha fazla dayanamayan Zweig, umutsuzluk içinde bir arayış içindeyken tek kaçış yolu olarak ölümü gördü ve bu satırları yazdıktan sonra eşi ile birlikte 23 Şubat 1942 tarihinde “vironal” içerek hayata gözlerini yumdu. Zweig, ölümü düşünürken belki de Nazi ideolojisinin dünyayı sarıp, kalıcı bir düzen sağlayacağını düşünüyordu fakat tarih bu sefer tersine tekerrür etti. Zweig’ın ölümünden 3 yıl sonra Ruslara karşı büyük bir yenilgi alan Nazi faşizminin öncüsü olan Adolf Hitler de eşi ile birlikte intihar etti.

Biyografi kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederim !

Yazar Hakkında

Aleyna BAYKAL

benimühendisim de serbest konulu içerikler üreten bir yazarım, bunun yanı sıra sayfa da editörlük yapmaktayım. Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünde tamamlamış bulunuyorum. İlgi alanlarım ise psikoloji, kozmoloji ve tarihtir.

Tüm Makaleleri Göster