Yaşamak Umrumdadır

Sabah şairin üstüne saldırıyor 
yaşamaktan bir güneşle kaplanıyor onun kalbi 
onun kalbi topraktan sıyrılıyor 
aşk dahi sıyrılıyor topraktan 
gözlerini tanıyorsunuz: çaylak sürüleri 
beyni: aç kuşlardan bir ambar. 
Bir kıyısına ilişmiyor dünyanın 
Allah’ın ve devletin dibinde insanlar 
onu barutla karıştırıyor 
ve zerdali çiçekleriyle. 
Ahali kapısını taşlıyor onun 
onun için develer kesiyor halk 
aşka ve kavgaya aydınlık getiren kalbi 
topraktan sıyrılıyor. 

Ben 
topraktan sıyrılıyorum 
buğular 
ve aşiret rüzgarları kanımda. 
Arklardan gece vakti sular 
kaç zaman ayaklarıma 
yaslı bir selam gibi dokundu 
kopartılmış yapraklarımdan ibaretti hüzün 
dedim rahmet yağar ben yürürken 
gece benim ardımda 
taşıdım kara gençliğimi dağların damarında 
hep döşümde yaratkan, patlayıcı bir kimya 
beynimde hep manalı bir uçurum. 

Benim hayranlığımdan inlerdi şehir 
ben atlara ve uzaklar hayrandım 
kendi ehramlarını bile tanımayan kadınlar 
ansızın patlak verirdi baharda. 
Dudaklarımda çürükler vardı 
dağ çiçeklerinden ötürü. 
Irmaklara salardım kendimi 
ruhumda kaynar adımlarla gezinen dünya 
bana hain sevgilimdi. 

Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan 
beni artık ne sıkıntı ne rahatlık haylamaz 
çünkü ben ayaklanmanın domurmuş haliyim 
Yürüsem rahmet boşanacak. 
ve sana bir karşılık vereceğim 

Sana bir karşılık vereceğim 
toprağı deşen boğuk sesimle 
sana bir karşılık vereceğim 
amansız kum fırtınası altında 
sana bir karşılık vereceğim 
birbiri üstüne yığılırken günler 
ey taşan suların imkanı 
ey taşan suların bekareti sana 
bir karşılık vereceğim. 

İsmet ÖZEL

Yorum: Yusuf Halil Pağaç