Diş fırçası ilk olarak M.Ö. 3500-4000’lerde, diş macunu ise M.Ö. 5000’lerde Mısır’da kullanılmaya başlandı. Kılları olmayan bir çiğneme çubuğu olarak günlük kullanımda yaygınlaşan diş fırçası, zaman ilerledikçe daha ergonomik ve işlevsel hale getirilerek günümüzdeki şeklini 1700’lü yılların sonlarında kazandı. Mısırlı’ların kullandığı diş macunu benzeri krem, diş fırçasından bile eski bir geçmişe sahip. İçeriği yüzyıllar boyunca ve milletten millete o kadar değişti ki; 1945’lerin sonuna kadar Avrupa’da kullanılan birçok diş macunu sabun içeriyordu. Sonrasında diş macunlarının içerisine katılan sodyum lauril sülfatın köpürme özelliği kullanılarak deterjant etki sabun olmaksızın sağlandı ve diş macunlarının içeriğinden sabun çıkarılmış oldu.

Diş Macunlarının İçeriği

Günümüzde kimyasal ve bitkisel içerikli birçok diş macunu bulunmakta. Bazıları dişeti sağlığını geliştirme ve idame ettirmeye yönelik, bazıları dişlerde oluşan hassasiyeti gidermeye yönelik, çoğu ise flor içeriği sayesinde diş çürüklerinin oluşumunu ve ilerlemesini engellemeye yönelik bir çok farklı çeşit diş macunu ile karşı karşıyayız. Flor, diş minesine tutunarak minenin hidroksiapatit kristallerini güçlendirdiğinden dolayı çürük oluşumunu engelleme özelliği olan bir mineraldir. İçme sularında da az miktarda bulunur. Okul çağındaki çocuklarda yılda bir veya iki kez yapılan flor jel uygulaması popülasyonda çürük insidansını önemli ölçüde düşürür. Bu uygulamanın, spekülatif haberlerin aksine çocuğun yahut bireyin mental gelişimine yada genel sağlığına herhangi bir zararı yoktur. Aksine dental sağlık için çok önemli ve faydalıdır. Bu nedenle günlük kullanım için diş macunu seçerken de flor içeren macunlar tercih edilmelidir.

Sert Fırça mı Yoksa Yumuşak Fırça mı?

Diş fırçaları hem kıl yapısı hem de sap yapısı olarak birçok model ve renkte piyasada bulunmaktadır. Yumuşak kıllı fırçalar yalnızca dişetini içeren operasyonlardan sonra önerilmektedir. Yumuşak fırça, diş yüzeyindeki birikintileri uzaklaştırmaz, yalnızca okyaşıp bırakır. Böyle bir durumda, ağız hijyenini sağlamak için gerekli olan dental plak uzaklaştırılması sağlanmamış olur. Günlük kullanım için orta sertlikte kıl yapısına sahip bir fırça kullanmak idealdir. Fırça diş yüzeyleri ve diş aralarında fazla bastırmadan, dişetinden dişe doğru süpürür tarzda uygulanmalıdır. Sert kıl yapısına sahip fırçalar kuvvet uygulanarak yapılan fırçalamazlarsa diş aşınmalarına neden olabilir. Birey, ağızın pH dengesinin uç sınırlarda değiştiği anlarda orta sertlikteki bir fırça ile bile dişleri aşındırabilir. Örneğin asitli içecek tüketimini takiben ilk 30 dakika içerisinde diş fırçalanmamalıdır. Aksi takdirde dişler aşınmaya oldukça müsait olacaktır. Diş fırçalama sonucu oluşan diş aşınması çoğunlukla dişin, dişetine yakın kısmında keskin sınırlı çukurlar şeklinde kendini belli eder. Yoğun asit atağının endojen kaynağı olan kusma ise dişlerin dil tarafındaki bölgelerinde aşınmalar meydana getirebilir.

Diş Çürükleri En Çok Nerelerden Başlar?

Diş çürükleri, altında yatan sistemik bir sebep olmadığı takdirde, fırça kıllarının ulaşamadığı bölgelerden başlar. Azı dişlerinin çiğneme yüzeylerinin girinti çıkıntılarının en dip uzantıları çoğu zaman fırça kıllarının ulaşamayacağı kadar incedir, bu bölgelerde pit ve fissür çürükleri oluşur. Yan yana olan dişlerin temas noktalarının arasına da fırça kılları giremez ve arayüz çürükleri başlar. Diş ipi ve arayüz fırçası kullanımı bu noktada önem kazanır. Mutlaka günde en az bir kez diş ipi ile dişlerin arayüzleri temizlenmelidir.

Sağlık Bilimleri kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!