Günümüzde depremler sadece Türkiye’nin değil, dünyanın baş etmeye çalıştığı doğa felaketlerinin başında geliyor. Antik çağlardan bugüne dek insanoğlunun en korktuğu doğal afet olan depremler, günümüze değin birçok antik ve modern kentin yok olmasına sebep olmuştur. Günümüz teknolojisi ile önlenmesi mümkün olmayan depremlere karşı alınabilecek en büyük önlem tedbirli olmaktır. Bu gerçeğe uygun alt yapı ve binaların inşası ile halkın periyodik olarak eğitilmesi gerekiyor. Antik çağlardan günümüze kadar gelen büyük depremlere hep birlikte göz atalım:

24 Ağustos 79 Pompeii Depremi

   M.S 79 yılında meydana gelen depremde tüm şehir yok olmuştur. İtalya’nın güneyindeki Napoli ili sınırlarında kalan Pompeii, zamanın zevk ve sefa şehriydi. İmparatorların, senatörlerin bile yazlık villalarının bulunduğu; zaman zaman kafa dağıtmak için geldikleri Pompeii, dönemin en modern şehirlerinden birisiydi. Vezüv Yanardağı’nın yamaçlarına kurulu olan şehir deprem kuşağındaydı. Şehir kurulduğu ilk günden, yerle bir olduğu 79 yılına kadar birçok irili ufaklı depreme maruz kalmıştır. Depreme alışık olan Pompeii halkı o kıyamet günündeki sallantıları da sıradan küçük çaplı bir deprem olarak düşünmüştü; ama bu defa çok farklıydı. Depremle birlikte yanardağın da faaliyete geçmesiyle bütün şehir yerle bir olmuştur. Yaklaşık iki bin yıl sonra yapılan kazılarla açığa çıkan şehrin sırları halen çözülmeye çalışılmaktadır.

   Antik çağlardan günümüze geldiğimiz zaman, son yüzyıl içinde değişik deprem kuşakları üzerinde büyük depremlerin meydana geldiğini görüyoruz.

22 Mayıs 1960 Büyük Şili Depremi (9,5)

   Sismik değerlendirmelere bakıldığında, günümüze kadar kayıt altına alınabilmiş en büyük deprem 22 Mayıs 1960’da Şili’de meydana gelmiştir ve 9,5 şiddetindeydi. Meydana gelen deprem sonrasında, yerleşimin yüksek katlı binalardan ziyade müstakil, bahçeli evlerde olmasına karşın iki binden fazla insan yaşamını yitirmiştir. Deprem sonucunda on metreyi aşan dalgalar meydana gelmiştir. Tıpkı yaklaşık iki bin yıl önce meydana gelen Pompeii depremi gibi, Şili depremi de ülkenin güneyinde bulunan Puyehue Yanardağı’nın haftalarca aktif kalmasına sebep olmuştur.

28 Mart 1964 Alaska Depremi (9,2)

   Günümüze kadar ölçülen en büyük ikinci deprem ise; 28 Mart 1964’te Alaska’da ölçülmüştür. 9,2 şiddetindeki deprem yaklaşık olarak üç dakika sürmüş ve büyük maddi hasarlara yol açmıştır. Alaska depreminde çok fazla can kaybı olmamıştır, sadece 128 insan hayatını kaybetmiştir. Bunun en büyük sebebi; dünya nüfusunun en seyrek olduğu bölge olmasıdır.

26 Aralık 2004 Endonezya Depremi (9,1)

   Endonezya’nın Sumatra adasında meydana gelen deprem çok büyük yıkıma sebep olmuştur. Yaklaşık on dakika süren deprem, ölçülebilmiş tarihe geçen en uzun deprem olmuştur. 9,1 şiddetindeki deprem yaklaşık 230.000 civarında insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Birçok ülkede hissedilen deprem, o güne kadar en fazla insan ölümüne sebep olan doğal afetlerden biridir.

11 Mart 2011 Japonya Depremi (9,0)

   Japonya dünyada en fazla depremlerin yaşandığı ülke konumundadır. 2011 yılında meydana gelen 9,0 şiddetindeki deprem, bugüne kadar Japonya’nın gördüğü en büyük depremdi. Depremin etkisiyle çok büyük tsunami dalgaları meydana gelmiştir. Kırk metre yüksekliğindeki dalgaların şehrin büyük bir kısmını sular altında bırakmıştır. Depremin etkisiyle 20.000’den fazla insanın yaşamını yitirdiği belirtilmektedir.

27 Şubat 2010 Şili Depremi (8,8)

   Tarihler 27 Şubat 2010’u gösterdiğinde, Şili yıllar sonra tekrar 8,8 şiddetinde sallandı. Yüksek katlı binaların olmaması sebebiyle 700 civarında insan hayatını kaybetti. Ülke depremden ziyade en büyük zararı tsunamiden dolayı görmüştür. Tsunamiden dolayı yaklaşık iki milyon kişi etkilendi ve neredeyse tüm ülkede elektrikler kesildi.

15 Ağustos 1950 Tibet Depremi (8,6)

   1950 yılında merkez üssü Tibet olmak üzere çevre tüm ülkelerde hissedilen depremin büyüklüğü 8,6 idi. Yaklaşık 780 insan hayatını kaybetmiştir.

   Görüldüğü üzere deprem dünya genelini tehdit eden bir gerçektir. Deprem şiddetinin çok yüksek olmasına karşın nispeten ölüm oranlarının az olduğu ülkelerde bu durumun başlıca sebebi; yüksek katlı olmayan yapılar veya çok güçlü, depreme dayanıklı yapılardır. Deprem gerçeğine karşın en büyük mücadele yönetiminin hazırlıklı ve tetikte olmak gerektiğini görüyoruz…


Hayata Dair kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster