Durkheim, “Meslek hayatına başlarken toplumda düzenin ve dayanışmanın kaynağı nedir? Sosyal sistemler nasıl bir aradadır?” gibi soruların cevaplarını aramıştır. Yetiştiği dönemdeki çatışmalar ve kaos ortamı, Durkheim’ın bu konu üzerinde durmasında etkili olmuştur. Saint-Simon’dan yararlanarak işbölümünün özelliklerini belirlerken kendi teorisini geliştirir. Teorisi mekanik dayanışma ve organik dayanışma olarak ikiye ayrılmaktadır. Organik dayanışmaya heterojen ve büyük toplumlarda rastlanır. Mekanik dayanışmaya ise sanayi-öncesi, ilkel ve küçük toplumlarda rastlanır.

Mekanik Dayanışma

Sorgulamadan inanma öne çıkan bir özelliktir. Değerler, tutumlar üzerinde konsensüs vardır. Belirli roller ve statüler bütün hayatı düzenler. Durkheim “kolektif bilinç” olgusunu konsensüse dayanan bu tanımlara göre açıklar. İşbölümü basit işbölümüdür. İnsanlar kolektif bilincin ve geleneksel statülerin dayattığı basit ya da doğal iş türlerini yapmaktadır. Suçlu olan biri kolektif bilince uymadığında, cezanın da şiddetli olması gereklidir. Mekanik dayanışmada, kolektif bilincin bütünlüğü için cezanın meşru olması zorunludur. Bu yüzden de kolektif bilinç için düzenin yöneticisidir denilebilir. Açıklamak gerekirse, kolektif inançları kabul etmeyen birinin, bir kişi tarafından değil de toplum ya da grup tarafından cezalandırılması kolektif gücün göstergesidir. Bu şekilde grup bir arada tutulmaktadır. Bu bağlamda Durkheim için suç toplum için işlevsel sayılır; suç kötü insanların cezalandırılması için, iyi insanlarla bir arada olmalarını sağlayarak kolektif yaşamı pekiştirir. Ayrıca iyi grup üyelerinin de kolektif düzene bağlılığını sağlayarak güçlendirir. 

Organik Dayanışma

Organik dayanışmada işbölümü zorunlu, farklılaşmış ve uzmanlaşmıştır. Toplum içinde insanlar kolektif bilincin kontrolünde değillerdir. Bireysel olarak uzmanlıklarını, özgürce işbölümüyle geliştirirler. Durkheim organik dayanışmanın özgürleşmeyi getiren özelliğiyle ilgili, sözleşmenin aslında sözleşmeye dayanmayan unsurundan bahseder. İnsanlar sözleşme yapılmadan önce sözleşmenin ilişkili rollerini, statüleri ve farklı tanımlamalarını bilmek ister. Ayrıca insanlar somut olarak bir sözleşme yapılmadan önce de bir sözleşme yapılması gerektiğini bilmektedirler. Durkheim bu bilginin kaynağını sorgulamıştır. Durkheim için bu bilginin kaynağı toplum ve düzendir. Sözleşmelerden önce de var olan düzen, bu haliyle sözleşmelerin yapılmalarını mümkün kılmaktadır. Böylece önceden belirlenen toplumsal düzenin varlığı, yeni sözleşmeleri de sınırlı kılmaktadır. Bu sebeple de organik dayanışmada insanlar bireysel olarak özgür olsalar da belirli düzeyde özgürlerdir. İşbölümünün artması ve farklılıkların öne çıkmasıyla kolektif bilinç zayıflamaktadır. Durkheim’a göre organik dayanışmada toplumsal düzen, konsensüse dayalı işbölümünün ürünü olmaktadır. Yani organik dayanışmada, farklı meslek grupları bir arada çalışarak varlıklarını ancak sürdürebilirler. 

Durkheim ilk çalışmasını tamamlayarak mekanik ve organik dayanışmayı toplumsal düzenin kaynağı olarak kabul eder. Bu noktada görüşlerini makro bir düzeyde konumlandırmıştır ve toplumsal bütün gerçekliklerin birey için dışsal olduğunu düşünmektedir. Durkheim, özgürlüğü arttırma ve insanların acılarını azaltmada aklın her zaman kullanılması gerektiğini vurgulamış ve Durkheim, sosyolojisinde özgürlükle ilgili değerleri savunarak özgürlüğün üst düzey olacağı bir toplum oluşturmak için fikirler üretmiştir.


Sosyoloji kategorimizde yer alan diğer içeriklerimizi okumanızı da tavsiye ederiz.