Bu yazımda geçtiğimiz yüzyılın en önemli bilimsel devrimlerinden biri olan Görelilik Teorisini genel mânada herkese hitap eden bir dil yaklaşımı ile ele almaya çalışacağım.

Genel Görelilik Teorisi Nedir? Kim Tarafından Geliştirilmiştir?

Albert Einstein, fizikteki yasaların duran veya sabit hızla ilerleyen tüm gözlemciler adına aynı olacağını belirtti. Aynı zamanda ışığın boşlukta olan hızının gözlemciler tarafından bağımsız olacağını vurguladı. İşte bu Özel Görelilik Teorisiydi. Einstein yaptığı bu açıklamalardan sonra uzay ve zaman kavramlarına farklı birer boyut kazandırdı. Özel Görelilik Teorisini duyurmasının ardından yaklaşık 10 yıl sonra duyurduğu kuramın içerisine ivme terimini de ekleyerek kuramına yepyeni bir boyut kazandırdı. Bu Genel Görelilik Teorisiydi. En kaba tabirlerle bahsetmek gerekirse kütlesi olan cisimlerin uzay-zaman içerisinde bükülmelere sebep olacağını belirtti ve buna da ”Kütle Çekim” dedi.

Kütle Çekim Nedir?

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Newton tarafından geliştirilen bir kütle çekim kuramı da vardır. Kütle çekimi konusunun Isaac Newton tarafından başarılı bir şekilde açıklandığını çoğumuz günlük yaşantımızda öğreniyoruz ya da duyuyoruz. Peki Newton acaba kütle çekim olayının her detayına açıklık getirebilmiş midir? Maalesef hayır. İşte burada Albert Einstein tarafından geliştirilen kuram devreye giriyor. Einstein’ın kuramında yer alan temel fark, cisimlerin kütlelerinden kaynaklanan bir kuvvet ile değil de uzayın eğriliği ile açıklanmasıdır.

Genel Görelilik Kuramına Göre : İki nokta arasında serbest hareket eden yani üzerinde hiçbir kuvvet olmayan cisimler en kısa yolu tercih ederler.

Genel Görelilik Teorisi Deneysel Kanıtları

Bu konuda en açıklanabilir olanı ve kanıtı Merkür’ün yörüngesinde gözlemlenebilen kaymalardır.

Videoda da gördüğünüz üzere gergin bir örtü üzerine topun koyulması sonucunda örtünün orta kısmı top ile birlikte çöker. Bunun ardından toptan daha ufak bir cisim bırakırsak, bırakılan bu cisim çöken orta bölgeye doğru hareket edecektir. Ortada çökmüş olarak bulunan ilk cismin kütlesi ne kadar fazla ise uzay-zaman o kadar bükülecektir. İşte bu bakış açısı veya düşünce Merkür’ün yörüngesinde oluşan değişimlerin, yalpalanmaların, kaymaların kanıtıdır. Tabi ki bu teorinin sahibi Albert Einsteindır.

Not : Yazım boyunca “kütle çekimi” terimini kullandım. Bu terim Dünya için kullanıldığında bunun adı “yer çekimi” olur. Dünya dışındaki cisimler için genel olarak kütle çekimi tabiri kullanılır kullanılır.

Not 2 : Newton ve Einstein aynı konu üzerinde çalışan bilim adamlarıdır. Fakat Newton’ın teorisinde hataları olması onun yaptığı çalışmanın yanlış olduğu anlamına gelmez. Sebebi ise iki bilim adamının da çalışma tarihlerinin arasının çok açık olmasıdır. Kaba tabir ile o zamanın şartları ancak Newton için onları gerektirdi. Bu konu üzerinde hala çalışmalar devam ediyor. Bunun sebebi ise Einstein tarafından da ön görülemeyen, kusurlu ya da hatalı bilgiler var mı düşüncesidir. Her iki bilim adamı için de yapılan çalışmalarını inkar etmeyip bilimin bir süreç ve zaman alacağını hatırlamamız bu konuda anlayış göstermemiz gerekmektedir.

Hoşunuza gitti ve beğendiyseniz Bilim kategorisine göz atmanızı tavsiye ederim! 😉

Kaynakça :