Giordano Bruno, Rönesans Dönemi’nin en büyük düşünce ve bilim insanlarından biriydi. Bu dönemin tarihçilerinden Brungofer’in de tanımıyla, binlerce yıldır süre gelen doğrunun, iyinin ve gerçeğin araştırmalarıyla, Yunan ve Romanın büyük bir dehayla yazılmış zengin eserleriyle beraber harman yapılıp antik kültür yeniden canlandırılmıştır. Bir buluşun yerini başka bir buluşun yer aldığı, insanların o döneme ait içsel bir coşkunluğa kapıldığı süreçti. İnsanlar artık eski olanın çağ dışı kaldığını ve çürümeye yüz tuttuğunu, yepyeni bir yeniden doğuş ve gelişme çağının başladığını biliyorlardı. Doğuştan yeteneksiz olanlar bile yeni duyguların heyecanına, serüvenine kapılmışlar, döneme ayak uydurmaya çalışıyorlardı.

   Bruno tüm bu gelişmelerin yaşandığı bir dönemde kendine has dünya felsefesiyle ortaya çıktı. Bruno’nun dünya görüşü içinde bulunulan toplumsal ahlaki ve fikirsel düzenle çok farklıydı. Bu aykırı duruşu onu tehlikenin tam olarak içine atmıştı.

Bruno dünyadan başka birçok başka dünyanın olduğunu ve evrenin sonsuzluğunu savunuyordu ve her ortamda bunu dile getirmekten çekinmiyordu. Evrenin sonsuzluğunu savunup, birçok dünyanın olduğunu iddia etmesi, o dönem en önemli güç unsuru olan Engizisyon mahkemelerince yargılanıp, akıl almaz işkencelere maruz kalmasına sebep olacaktı.

Bruno tam yedi yıl boyunca o korkunç Orta Çağ hapishanelerinde kaldı. Yedi yıl boyunca çeşitli işkencelerle ve baskılarla bildiklerini, iddia ettiği düşüncelerden vazgeçmesini istediler. Ama Sokrates, Platon gibi felsefecilerle temelini aldığı düşünce sistemine göre bu imkansızdı. Bruno’nun ahlak felsefesi inancına tamamen tersti. Hiçbir şekilde geri adım atmadı. Kendisini bekleyen korkunç sonun farkındaydı. Mahkeme başkanlarının inkar et baskıları, araya giren dostları ve birçok dış unsura rağmen dik duruşunu korudu. Bilimin üstünlüğüne inanıyordu.

On yedi Şubat 1600 yılında Roma’da Campo di Fiori’de aylar öncesinden hazırlığı yapılan dini bir ritüelle Bruno’yu ateşe verdiler. Sadece bildiklerini dile getirdiği için, aklın ve düşüncenin gücüne inandığı için diri diri yakıldı Giordano Bruno. Tüm bedeninden geriye kalan külleri rüzgarlar alıp götürdü. Giordano Bruno’nun asilce kendini feda etmesi onu yalnızca Rönesans Dönemi’nin kahramanlarından biri yapmadı; ayrıca kendinden sonra gelen birçok bilim insanına zemin oluşturdu, aydınlattı.

Ölümünden yıllar sonra Avrupa’da düşünce ve duyguların en asil temsilcisi olarak anıldı. Avrupa kendi Orta Çağ karanlığında önce lanetleyip yaktığı Bruno’yu sonrasında yüceltti, adeta bir aziz ilan etti. Bruno sadece kendi döneminde ve sonrasında değil, günümüzde de konuşulan ve takdir edilen bir düşünce adamı oldu. Bazı düşünürler, sadece dinin ve belirsizliğin kurban verebileceğini, mantıksal hakikatlerin ve bilimin böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını belirtmektedirler. Aslında Bruno döneminde herkesçe bilinen gerçeklerin, dini mahkeme ve otorite karşısında inkar edilmesi istenmiş; fakat buna rağmen gerçek toplum içinde sessizce içten içe yayılmıştır.

   Genel olarak gözlerden uzak bir yaşamı benimseyen Bruno, kendini düşünce ve bilime adamış, dünya zevkleriyle ilişkisini kesmiş bir adam profili çizmektedir. Dünya insanları bitmek tükenmek bilmeyen istek, arzu ve  ihtiyaç dedikleri halbuki ihtiyaçtan öte ihtiraslardan oluşan duyguları için savaşırken, filozof Bruno saf aklın sakin ve dingin atmosferini soluyordu.

   Bruno ve onunla benzer kaderleri paylaşan diğer düşünce insanları, bildikleri yoldan dönmediler. Onlar bildiklerinde ısrar ettiler. Yanlış zamanda ortaya çıktıklarını söylemeyiz ama belki sadece biraz erken konuştular. Bu kişiler ölüme mahkum edilerek ilk girdikleri yolda yaklaşmakta olan şafağın güçlükle yanıp sönen ışıkları karşılarken, kalabalık ölüme mahkum edilen ve filizlenen düşüncenin aslında kendi düşüncesi, kendi geleceği olduğunun farkında bile değildi…

Kaynak:

Yuliy Antonovskiy

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster