5000 yıl önce kumların arasından dünyanın en görkemli imparatorluklarından biri doğdu. Bu öyle bir imparatorluktu ki sonsuza kadar yıkılmadan ayakta durabilecek lahitler inşa etmişti. Fakat uzun bir süre boyunca bu 3000 yıllık yapbozun bazı parçaları eksikti. Gün geçtikçe ise her bir parçanın gizemi çözüldü. Sen de bu gizemlerin arkasındaki gerçeği öğrenmeye hazır mısın?

Mısır Medeniyeti Tarihine Kısa Bir Bakış

Medeniyetler tarihine bakıldığında gelişmiş uygarlıkların su kenarlarına kurulduğu bilinmektedir. Tıpkı diğer medeniyetler gibi Mısır da tarih de Nil nehrinin çevresine yerleşmiş insanların oluşturduğu bir medeniyet olarak karşımıza çıkıyor. Ancak Mısır’ı diğer medeniyetlerden ayıran coğrafi bir üstünlüğü daha mevcut o da; dört bir yanının çöllerle kaplı olması. Çevresinin çöllerle kaplı olmasının bir üstünlük olarak görülmesinin sebebi ise Mısır’ın dış saldırılardan bu sayede korunmuş olmasıdır. Bu da kendi içerisinde izole bir toplumun binlerce yıl devam ederek gelişmesini sağlamıştır. Mısır Medeniyeti, kendini diğer tüm medeniyetlerden ayıran farkını ve gizemini coğrafi konumuna borçludur.

Mısır Medeniyeti MÖ 3150

Kesin olmamakla beraber ilk firavun olduğu düşünülen Kral Narmer bu dönem de Yukarı ve Aşağı Mısır’ı birleştirmeyi başardı. Fakat bu dönem ile ilgili fazla bir bulgu bulunamadı. Yalnızca bu dönemde Mısır halkının gelişmiş tarımı keşfettikleri öğrenildi.

Mısır Medeniyeti MÖ 2600

Mısır Medeniyetleri ile ilgili en önemli gelişmeler bu dönemde başladı. Çünkü ilk piramit MÖ 2600’lü yıllarda Imhotep adındaki -çağının en büyük dehalarından- biri tarafından inşa edildi. İnşa etmiş olduğu bu piramit kendinden sonra yapılan piramitlere de öncü oldu.

İnşa edilen her bir piramit farklı özellikteydi. Her bir piramit karanlık yollara, labirentlere sahipti. Hatta bazıları bubi tuzakları, lanetli hiyeroglifler ile kuşatılmıştı. Her karesi matematiksel bir incelikle donatılan piramitlerin nasıl yapıldığı gizemini koruyordu. Nasıl oldu da tonlarca ağırlıktaki bu kayalar taşındı?

Piramitler Nasıl İnşa Edildi?

Tonlarca ağırlıktaki kayaların uzaylılar veyahut cinler tarafından taşıdığı ile ilgili aslı olmayan birçok hikaye ortaya atıldı. Çığ gibi büyüyen bu hikayelerin alıcı oldukça fazlaydı. Ta ki yapılan kazı çalışmaları sonucunda taş ocakları bulunana kadar. Aslında bu kayalar yakın bir mesafeden getiriliyordu. Taşıma işleminin ise kurulan uzun rampalar da yüzlerce kişinin yağ, çamur, balçık ve hayvanlar yardımı ile yapıldığı öğrenildi. Nasıl yapıldıkları ile ilgili birçok gizem çözülmüş olsa da günümüzde hala yanlış bilinen bir şey daha mevcut; neden yapıldıkları.

Piramitler Neden İnşa Edildi?

Böylesine ince bir matematik ile adeta ince ince işlenmiş olan bu yapılar aslında bir mezardan çok daha fazlasıydı. Uzun yıllar gizemi korunmuş olan Gize Piramitler’i bilim insanlarına göre aslında bir elektrik santraliydi. Bu teori ise akıllara şu soruyu getirdi: “Sanılanın aksine eski medeniyetler gelişmiş bir teknolojiye sahip olabilir miydi?”

1934 yılında Irak da keşfedilen bir buldu aslında geçmişte yaşamış olan medeniyetlerin gelişmiş bir teknolojiye sahip olduklarını gösterdi. Peki, neydi bu bulgu?

Bağdat Pili olarak bilinen bu pilin günümüzdeki piller ile pek bir benzerliği yok. Bu pil 3 bölümden oluşuyor; seramik bir çanak içerisine yerleştirilmiş bakır bir boru ve onun da içerisine yerleştirilmiş demir bir çubuk. Yapılan bu sistem içerisine asidik bir çözelti döküldüğünde ortaya çıkan tepkimenin elektrik yükü ürettiği keşfedildi. Yapılan araştırmalar bu pilin bundan yaklaşık 2000 yıl önce kullanıldığını gösteriyor. Bulunan tüm bu bulgular ışığında piramitlerin neden yapıldığına dair araştırmalar tekrar başlatıldı ve oldukça ilginç yeni şeyler öğrenildi.

Büyük Gize Piramitleri’nin bir zamanlar inanılmaz bir şekilde cilalanmış kireç taşı ile kaplı pürüzsüz bir yüzeye sahip olduğu öğrenildi. Bu sayede yapı güneş ışınlarını bir ayna gibi yansıtıyordu. İlginçtir ki Mısırlılar bu yapıların içerisinde elektrik iletkenliği çok yüksek dolomit minerali kullanmışlardı. Yalnızca bu da değil basınçsal elektrik için bir iletkenlik sistemi de kurulmuştu. Tüm sağlanan bu şartlar büyük bir elektrik akımının oluşması için kusursuz bir ortam hazırlamıştı. Oluşan bu elektrik ise aydınlanma, kaplama,…ve daha birçok şey için kullanılıyordu. Aslında bilinenlerin aksine inşa edilen tüm bu yapıtlar insanların gereksinimleri için bir amaca hizmet ediyordu.

Tıpkı Mark Twain’in dediği gibi “Başınızı belaya sokan bilmediğiniz şeyler değildir, bildiğinizi sandığınız şeylerdir.” Bildiğimizi sanmak yerine daha çok okuyan, araştıran, merak eden bireyler olabilmek dileğiyle.


Hayata Dair kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Aleyna BAYKAL

benimühendisim de serbest konulu içerikler üreten bir yazarım, bunun yanı sıra sayfa da editörlük yapmaktayım. Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünde tamamlamış bulunuyorum. İlgi alanlarım ise psikoloji, kozmoloji ve tarihtir.

Tüm Makaleleri Göster