Birçoğumuzun çocukluğunda iz bırakan Heidi’yi kim hatırlamaz ki? İsviçre’nin Alp Dağları’nda yaşayan güler yüzlü ve yardımsever kız çocuğu. Heidi denilince hemen hepimizin gözünde canlanan; yüksek Alp Dağları, uçsuz bucaksız çayırlıklar, inekler, kuzular, Peter ve Heidi’nin dedesi… Peki, bir şey dikkatinizi çekti mi? Heidi’nin neden ayakları her zaman çıplaktı? Karda, kışta, çayırlıkta keçi otlatırken, oyun oynarken; çobanlık yapan Peter’in her daim ayakkabıları varken Heidi’nin yoktu.

   Johanna Spyri, Heidi’nin yazarı; Heidi’nin öyküsünü yazarken aslında “çıplak ayaklı çocuklar” dünyasına dikkatleri çekmek istemiştir. Heidi’yi çıplak ayaklı çocukların bir temsili misali yazıp, onların kendi hallerindeki mazlum dünyalarını yansıtmıştır.

İsviçre’nin Karanlık Yüzü

   Peki, nedir bu “çıplak ayaklı çocuklar” meselesi? Bugün, Avrupa medeniyetinin mihenk taşlarından birisi olan İsviçre’nin kara lekesi diyebiliriz. İsviçre halkının hatırlamak dahi istemediği tarihsel bir gerçek. Evet, Heidi çıplak ayaklıydı; çünkü İsviçre’de köle erkek ve kız çocuklarını diğer çocuklardan bu şekilde ayırt ediyorlardı. Bir diğer deyişle; çıplak ayak, köle çocukların sembolüydü.

   1800’lü yıllarda başlayıp 60 sene öncesine kadar devam eden çocuk sömürgeciliğinin yaşandığı İsviçre, kendi halkı için büyük bir utanç kaynağı olmuştur. 1800’lü yılların başında çıkartılan bir yasayla birlikte devlete borcu olan çiftlerin, boşanmış eşlerin, yoksul ailelerin, ailesi cezaevinde olan veya bir şekilde suça bulaşmış olan çocukların devlet veya kilise aracılığıyla, çalıştırılarak bedel ödetmek maksadıyla başka ailelerin yanlarına verilirdi. Onlar lafta devlet veya kilise tarafından kurtarılmış çocuklardı; ama gerçek tamamen farklıydı.

   Bu köle çocuklar, çoğu zaman ahırda hayvanlarla birlikte yaşayan, üzerinde eski bez parçalarından bir giysiyle ve yarı aç yarı tok hayatını devam ettiren mazlumlardı. Zaman zaman ahırlarda ve çiftliklerde yaşan bu çocuklar tecavüz edilerek öldürülmüştür. Tüm bu iğrençliklerin üstü de bir şekilde kapatılmış ve doktorların farklı raporlar yazmaları sağlanmıştır. Bu sistemin adeta modern bir kölelik olduğu anlaşılınca da 1960 yılında uygulamadan kalkmıştır; fakat medeniyetlerin beşiği olan İsviçre halen kendisiyle tam anlamıyla yüzleşememiştir. Çitliklerde yaşayan o dönemin çocukları veya torunları bulunarak bazı belgeseller ve programlar yapılsa da çoğu zaman bürokrasiye takılmaya devam ediyor ve sansürleniyor.

   Yazarın öykülediği çıplak ayaklı mazlum kız çocuğu Heidi’nin altında yatan büyük trajedi buydu. İlk yayımlandığı dönem olmasa da; yıllar sonra verilmek istenen mesajın anlaşılması ve bu konuda İsviçre halkının kendisiyle bir kez daha yüzleşmeye çağrılması önemli bir gelişmedir. Yapılan kötülükler bir şekilde ortaya çıkıyor. Yapılan hiçbir zulüm gizli kalmıyor. İsviçre hükümetinin, halkının en azından tüm dünya çocuklarına söyleyecek bir çift sözü olmalıdır.

Kaynak

Heidi’nin ayakları neden çıplaktı? Sevim Akyürek


Blog Yazıları kategorimizdeki diğer içeriklerimizi de okumanızı tavsiye ederiz.

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster