Stres, modern toplumun hastalığıdır. Zamanla günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Günümüzde, farkına varılmasa da birçok insan yoğun olarak stres yaşamaktadır. Olumlu ya da olumsuz olaylar ve zihnimizde yaşanan değişimler stres oluşturmaktadır. Günlük rutinde yaşanan herhangi bir değişiklik strese sebep olur. Hayattaki anlaşmazlıklar, çatışmalar da stres yaşamaya sebep olur.

Stres, kişiler arasındaki iletişimi etkiler. İnsan davranışlarında ve ilişkilerinde etkili olan bir kavramdır. Kendiliğinden oluşmaz. Stres oluşması insanın yaşadığı çevredeki değişen durumlardan etkilenmesiyle gerçekleşir. Meydana gelen değişimlerden her birey etkilenir, fakat bazı bireyler bu değişimlere daha fazla tepki gösterir. Bunun sonucunda vücutta biyo-kimyasal değişimler gerçekleşir. Böylece vücut sistemi de harekete geçer.

Stres Aşamaları

Stres üç evrede incelenir. Bunlar: alarm aşaması, direnme aşaması ve tükenme aşamasıdır. 

Bireyin stres yaşayacağı bir olay karşısında sempatik sinir sistemi devreye girer. Sempatik sistemin çalışmasıyla bedende savaş ya da kaç tepkisi oluşur. Bunun sonucunda bedende kimyasal ve fiziksel değişimler yaşanır. Birey artık stresle başa çıkmaya ya da kaçmaya hazır olur. Tansiyon yükselir, kalp atışları hızlanır, solunum da hızlanarak adrenalin salgılanır. Alarm aşaması böyle gerçekleşir. Stresin yoğunluğuna göre kişide direnç düzeyi de düşer. Normal davranıştan uzaklaşılır.

Direnme aşaması, alarm aşamasından sonra gerçekleşir. Direnme aşamasında stres veren duruma karşı uyum sağlanması halinde birey normale döner. Vücut kaybettiği enerjiyi geri alır. Stresle başa çıkma aşamasında parasempatik sinir sistemi aktiftir. Kalp atışları düzenlenir, tansiyon ve solunum normale döner.

Tükenme aşamasında ise strese karşı uyum sağlamada, stres kaynakları ve yoğunluğunda azalma olmadığı ya da artış olduğu durumlarda bireyler umutsuzluk yaşar. Davranışlarında sapma meydana gelir. Stres kaynağıyla başa çıkamamanın sonucu olarak tükenme yaşanır. Bu durumda parasempatik sistem aktiftir. 

Stres Belirtileri

Stresin fiziksel belirtileri;  uyku düzeninde bozulmalar, baş ve sırt ağrıları, çenede kasılmalar, iştahta yaşanan değişimler, yorgunluk ve enerji azalmasıdır.

Duygusal belirtileri;  kaygı duyma, kolay ağlama, ruhsal durumda ani değişimler, sinirlilik, hassas olma, öfke patlamaları yaşama, duygusal anlamda tükendiğini düşünmedir.

Zihinsel belirtileri; konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, zihinde karışıklık, tek bir düşünceye odaklanma, hafızada değişim, mizah anlayışının bozulmasıdır.

Sosyal belirtileri ise insanlara küsmek, güvensizlik yaşamak, hatayı başkalarında bulmak olarak açıklanır.

Aynı olaya, farklı kişilerin tepkileri de farklı olabilmektedir. Stres oluşturabilecek bir olay karşısında sakin kalabilen kişiler olabilir. Stresi deneyimlemek her insanda farklıdır. Bazen aynı olay karşısında aynı kişi farklı bir tepki gösterir. Her insanın olayları algılama şekli farklıdır. Kişilik faktörü, cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik düzey, baş etme yöntemleri ve daha önceki deneyimlere göre stres tepkileri farklılık gösterir. Stresin sebep olduğu kötü sonuçlar, uzun süre strese maruz kalmanın sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple yaşanılan stresin farkında olmak ve erken önlem almak kişi için önemlidir.

Stres Yönetimi

Stres yönetimi problemler için çözüm arama, kişiler arasındaki problemleri çözmeye çalışma gibi tekniklerdir. Daha sağlıklı, mutlu, dengeli ve kaliteli bir yaşam için stres yönetimine ihtiyaç vardır. Kişilik özelliklerinin farklı olması nedeniyle baş etmedeki yöntemler de değişiklik gösterir.

Stresle başa çıkmada genelde iki yaklaşım vardır. Bunlar; duygu odaklı ya da sorun odaklı başa çıkmadır.

  • Sorun odaklı başa çıkmada kişiler, stresin altında yatan nedenleri bulmaya çalışırlar. Sorunlarının sebeplerini araştırırlar. Bunu sorun hakkında bilgi edinerek, sorunu yönetmek için yeni beceriler geliştirerek sağlarlar. Bu yaklaşımı kullananların stresle başa çıkmada daha başarılı oldukları açıklanmıştır.
  • Duygu odaklı yaklaşımda ise stresin oluşturduğu duyguda değişiklik yapılarak stresle başa çıkma sağlanır. Bu yaklaşımda birey, düşüncesinin içeriğini değiştirerek başa çıkar. Örnek olarak problemi inkar etme ya da uzak durmaktır. Bir sorun mizahi olarak algılanarak durumla başa çıkmaya çalışılır.

Bu yöntemlerin ikisi de yararlıdır. İlk yaklaşım daha çok fayda sağlamaktadır. Ayrıca:

  • Zaman yönetimini öğrenmek kişilerde stresi kontrolde tutmaya yardımcı olmaktadır.
  • Dağınıklığı azaltmak ve organize olmak kaygıyı azaltır.
  • Öz saygıyı yükseltmek, sosyal ilişkileri güçlendirmek ve günlük yaşamdaki olayları yorumlamayı öğrenmek için bilişsel davranışçı terapi yararlı olur. 
  • Bir durumun olumlu ya da olumsuz değerlendirilmesinde bireysel algılar önemlidir. Farklı teknikler sayesinde kişinin bilişsel süreçleri değişerek stresin oluşturduğu olumsuz sonuçlar engellenir.

Psikoloji kategorimizdeki diğer içeriklerimizi de okumanızı tavsiye ederiz.