Helenistik dönem M.Ö 4. yüzyılda başlayıp M.Ö 33 yılına kadar süren ve Yunan medeniyetinin etkilerinin doruğa ulaştığı dönemdir. Büyük İskender’in önderliğindeki Grek İmparatorluğu başta olmak üzere, Anadolu’nun batısı Ege’de, güneyde Akdeniz’de ve güneydoğuya kadar oldukça geniş bir coğrafyada etkili olmuştur.

   Helenistik dönem tarihte oldukça önemli bir yer arz etmektedir ve bunun da en büyük sebebi antik dönemin kültür-sanat akımına öncülük etmesidir. Helenistik dönem denildiği zaman çoğumuzun aklına mimari eserler, heykeller ve sanat akımları gelmektedir; ancak bu dönemin en önemli detaylarından biri de farklı felsefi akımların ortaya çıkmasıdır. Bu felsefi akımlar yüzyıllar boyu kendinden sonra gelen jenerasyonları etkilemiştir.

   Helenistik dönem sadece Yunan medeniyeti tesirinde kalmamıştır. Yunan ve doğu medeniyetinin bir karması diyebiliriz. Tabi ki bu akımın özgürlükçü ve yenilikçi bir akım olduğu da unutulmamalıdır. Helenizm sadece ait olduğu döneme damga vurmamıştır. Yüzyıllar sonra ortaya çıkan Rönesans’ta dahi Helenizm tesirleri görülmektedir.

   Helenistik dönemin en önemli sembolleri heykellerdir. Tanrı ve tanrıçaların sembolize edildiği heykeller günümüze değin ulaşmışır. Zeus, Hera, Apollon, Artemis gibi birçok tanrı ve tanrıçanın heykelleri mermere işlenmiştir. Bu dönemde mitolojik tanrılar ve olaylar örgüsü, çok önemli bir yere sahiptir. Heykellerin yanı sıra mitolojik olayların resmedildiği freskler de oldukça popülerdir. Tanrılarını mermere işleyen Helenler hayvan figürlerini ise taşa işlemişlerdir.

Helenizim Dönemi’nden Kalan Eserler ve Felsefi Akımlar

   Ortalama 300 yıl süren Helenistik dönemden günümüze birçok eser kalmıştır. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde bu dönemden kalan heykel, tapınak ve diğer mimari yapıları görmek mümkündür. İzmir’de yer alan ve dünyanın 7 harikası içinde gösterilen Artemis Tapınağı da bunlardan birisidir. Bu tapınağın içindeki en önemli yapı ise Artemis’in mermer heykelidir.

   Helenistik dönemi diğer periyotlardan ayıran bir diğer özellik ise felsefe akımlarıdır. Platonculuk bu akımların başını çekmektedir. Bu dönemin aristokratlarından Aristoteles ve Platon’un düşünceleri ve metaforları günümüzde de önemini sürdürmektedir. Farabi, İbn Rüşt, İbn Sina gibi İslam filozofları da Platonculuktan etkilenmişlerdir.

   Platonculuk akımında evren ve varoluşun temelleri felsefi açıdan ele alınırken yine bu dönemde ortaya çıkan ve Platonculuğun tam zıddı olan Epikürcülük’te ise madde esastır. Varoluş ve evren maddenin en küçük yapı taşları olan atomlar üzerinden açıklanır.

   Bu dönemde ortaya çıkan bir diğer önemli akımsa Stoacılık’tır. Daha sonraları Roma’nın en büyük imparatoru Marcus Aurelius’u da etkisi altına alacak olan bu düşünce sisteminin temelinde doğayla uyumlu yaşam yatmaktadır. İnsanlara elindekiyle mutlu olmasını, kötülüklere aynı şekilde cevap vermeyip iyiliğin peşinden gitme erdemliliğini savunan Stoa Felsefesi birçok günümüz insanının kılavuzu durumundadır.

   Helenistik dönem başta Roma İmparatorluğu olmak üzere kendinden sonraki birçok medeniyeti etkilemiştir. Başta heykel, mimari ve sanat eserleri olmak üzere, felsefi düşünce sistemlerinde de yüzyıllarca etkisini sürdürmüştür.


Blog Yazıları kategorimizde yer alan diğer içeriklerimizi okumanızı da tavsiye ederiz.

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster