Adından da anlaşılacağı üzere İnsan Genom Projesi, insan ve diğer model organizmaların genetik talimatlarını karakterize etmek için, 1 Ekim 1989 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri tarafından başlatılmış olan, 13 yıllık bir projedir. Projenin ilk amacı günümüzde de hala tedavisi olmayan 3000’den fazla genetik rahatsızlığı tespit edip, tedavi etmekti. Fakat zamanla amacından saptı. İnsan sağlığı dışında elde edilen milyarlarca veri ile henüz doğmamış bebeklerin tasarlandığı bir döneme adım atıldı.

İnsanları genetik özelliklerine göre ayırmak yine akıllara üstün insan ırkı kurma saplantısını getirdi. Yoksa bu da bilimin arkasına sığınan modern bir öjenik yaklaşım mıydı? Bizlere çokta uzakta olmayan bu yeni yaklaşımın tarihini okumak ister misin?

İlk Gen Çalışmaları

1972 yılında ABD’li bilim insanları Theodore Friedmann ve Richard Roblin tarafından “İnsan Genetik Hastalığı İçin Gen Terapisi” adlı bir makale yayınlandı. Teori de genetik bozukluğu olan insanları tedavi etmek için sağlıklı DNA dizilerinin hasta hücrelerine dahil edilebileceği söyleniyordu. 18 yıldan fazla süren araştırmaların ardından ilk gen terapisi çalışması başlatıldı.

Ashanthi Desilva adında dört yaşındaki bir kız çocuğu bağışıklık sistemini sakat bırakan ve onu öldürebilecek bir enfeksiyona yakalanma riski taşıyan adenozin deaminaz (ADA) adı verilen bir enzimden yoksundu. ADA enzimini Desilva’nın bağışıklık hücrelerine kodlayan genin fonksiyonel bir kopyasını tanıtmak için bir viral vektör kullanıldı. Bu, bağışıklık sisteminin işlevini geliştirdi ve Desilva’nın izole olmadan normal bir hayat yaşamasına izin verdi. Gen tedavisi ile ilgili çalışmalar başarılı olmuştu. Fakat yapılan çalışmalar üreme hücreleri dışındaki hücrelere uygulanabiliyordu. Yani uygulanan tedavi yalnızca onun uygulandığı hasta üzerinde etkisini gösteriyordu, doğacak olan çocuklarına bu değişiklik aktarılamıyordu.

Daha sonraları ise Germline Gen Tedavisi çalışmalarına başlandı. Bu tedavi yöntemi ile yalnızca tedavinin uygulandığı kişi değil onların doğacak olan çocukları hatta torunları da tedavi edilmiş olacaktı. Birçok bilim insanı bu tedavi yönteminin daha araştırma aşamasında olduğunu savunsa da bu teze katılmayanlar da mevcuttu. 25 ülke de tamamen yasaklanan bu tedavi yöntemi maalesef ki daha araştırma aşamasındayken 2 ülke tarafından uygulanmaya başlamıştı. Bu ülkeler Amerika ve Çin’di.

Genetiği Değiştirilmiş Tasarım Bebekler

Kasım 2018’de Çin’ deki bir doktor dünya da ilk kez embriyo üzerinde gen düzenlemesi yaptığını iddia etti. Genetiği değiştirilmiş tasarım bebeklerin babası bir HIV virüsü taşıyıcısıydı. Hastalığın genetik olarak çocuklarına aktarılacağını biliyordu. Bu nedenle de gönüllü olarak araştırmalara katıldı. Labaratuar ortamında 22 embriyodan, 16’sına gen değişikliği yapıldı, anne vücuduna yerleştirilen embriyoların gelişimi takip edildi. Sonunda bebekler dünyaya geldi, çalışmalar sonuç vermişti. Bebeklerin HIV virüsüne karşı bağışıklıkları vardı. Yaşamları boyunca AIDS olmayacaklar, hatta onların çocukları, torunları bile. Ne kadar güzel değil mi ölümcül bir hastalıktan kurtulduk. Fakat bu uçsuz bucaksız dizilimlerin başka ne tür farklılıklara yol açabileceğini hala bilmiyoruz.

İnsan Genom Projesi tüm bu çalışmalar da hız kazandı. Henüz gen ayrımcılığı aşamasına gelmesek de, yapılan diğer ayrımcılıkları bir düşünsenize. Irk, dil, din, cinsiyet ayrımcılığından sonra gen ayrımcılığına yol açacak bir gelecek var bizleri bekleyen. Artık kendi evrimimizi yönetebildiğimiz bir noktaya evrildik. Bu bilgiyi daha önce edinmiş olsaydık dünyayı değiştiren o insanlar hiçbir zaman doğmayabilirdi. Albert Einstein, Vincent Van Gogh, Abraham Lincoln, Stephen Hawking, John F. Kennedy…

Belki de bazı şeylerin doğuştan gelmediğini anlamamız gerekiyordur, bizi biz yapan şeylerin. Çünkü bu hala bizim elimizde. Kendinizdeki gücün farkına varmanız dileğiyle.


Nedir? kategorisindeki diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Aleyna BAYKAL

benimühendisim de serbest konulu içerikler üreten bir yazarım, bunun yanı sıra sayfa da editörlük yapmaktayım. Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünde tamamlamış bulunuyorum. İlgi alanlarım ise psikoloji, kozmoloji ve tarihtir.

Tüm Makaleleri Göster