Kimilerine göre rüyalar gerçek hayatta yaşadıklarımızın bir tekrarı ya da yaşayacaklarımızın bir parçası; kimilerine göre ise gerçeklikten kaçmak, her şeyi unutmak için seçilen bir yol… Peki, nedir bu rüyalar? Yoksa bilinçaltımız bize bir şeyler mi anlatmaya çalışıyor? Gelin birlikte bilinçaltımızın derinliklerine inelim.

Rüya Nedir?

Gece boyunca farklı uyku aşamalarından geçeriz. Rüya ise uykunun belirli aşamalarında isteğimiz dışında zihnimizde bir takım görüntüler görmemize, duygular hissetmemize neden olan hislerin tümüne verilen bir isimdir.

Uyumaya başladıktan yaklaşık 90 dakika sonra (yani ilk uyku döngümüzün sonunda) uyanıklığa en yakın olduğumuz seviyeye, yani REM uykusuna geçeriz. Hatta bu sırada uyuyan bir kişinin gözlerine baktığınızda; göz kapakları kapalı olmasına rağmen gözlerinin sürekli olarak hareket ettiğini görürsünüz. Bu hızlı göz hareketleri aslında kişinin o an REM uykusunda olduğunu anlamamızı sağlayan en karakteristik özelliktir. Rüyalarımızı en sık gördüğümüz an da, uyanıklığa en yakın olduğumuz bu REM uykusu anıdır. Yaklaşık 8 saatlik gece uykumuzda 4 kez REM uykusuna gireriz ve bu sırada bolca rüya görürüz.

Neden Rüya Görürüz?

Bilinen o ki rüyalar; zihnin temizlenmesini, hatta fiziksel olarak toksin proteinlerin ortadan kaldırılmasını, tüm olayların daha organize ve açık bir zihinle algılanmasına olanak sağlamaktadır. Fakat neden rüya gördüğümüz ile ilgili çalışmalar bizlere somut bir bilgi vermemektedir. Derinlik psikoloji kurucularından olan Sigmung Freud ve Carl Gustav Jung ise rüyaların nedenleri ile ilgili birçok araştırma yapmıştır. Fakat her ikisi de rüyaların neden görüldüğü ile ilgili bambaşka teoriler ortaya atmıştır.

Sigmund Freud’a Göre Neden Rüya Görürüz?

Freud, Rüyaların Yorumu adlı kitabında örneklerle ve kendince kanıtlarla rüyaların işlevini “dileklerin gerçekleşmesi” olarak açıklamıştır. İstediğimizin bile farkında olmadığımız tüm bu isteklerimizin başka bir kılıkta gerçekleşmesi bir bakıma zihnin rahatlamasıdır.

Carl Gustav Jung’a Göre Neden Rüya Görürüz?

Jung, rüyaların asıl benliğimize açılan pencereler olduğunu (yani zihnin ve kimliğin en derinlerine giden bir yol olduğunu) düşünmektedir.  Bilinçaltımızı gün yüzüne çıkarmadığımız sürece hayatımıza yön veremeyeceğimizi ve başımıza gelenleri de kader diyerek geçiştireceğimizi düşünmektedir.  

Bilicimiz devre dışındayken gördüklerimiz belki de bizim iç sesimizdir. Yani rüyalar öyle yorumlanacak, geleceği anlatan, evrensel anlamları olan şeyler değildir. Ancak ve ancak sizin anlayabileceğiniz size kendinizi anlatan şeylerdir.

Dünyayı keşfetmek için gösterdiğimiz çabaların daha fazlasını kendimizi keşfetmek için göstermeliyiz. Gerçek benliğimiz ile barıştığımız da, onu bulduğumuz da tüm cevapları da bulmuş olacağız. Kendimize sormamız gereken soru “Neden rüya görüyorum?” değil “ Ben aslında kimim ve ne istiyorum?” olmalıdır. Basit gibi görünen bu soru aslında altında oldukça derin anlamlar taşır. Cevabınız yoksa korkmayın. Eğer bu sorunun peşinden giderseniz cevapların sizi bulacağından şüpheniz olmasın.

Kendinize doğru soruları sorup, kendi benliğiniz ile barışmanız dileğiyle.

Nedir? kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Aleyna BAYKAL

benimühendisim de serbest konulu içerikler üreten bir yazarım, bunun yanı sıra sayfa da editörlük yapmaktayım. Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünde tamamlamış bulunuyorum. İlgi alanlarım ise psikoloji, kozmoloji ve tarihtir.

Tüm Makaleleri Göster