Yunanca “nanos” kelimesinden türetilen, cüce anlamına gelen “nano” kelimesi bilimsel bir terim olarak önümüze çıkmaktadır. Nano ön eki ile ölçüm birimlerinin anlamları milyarda birine denk gelmektedir. Bilimsel olarak yapılan araştırmaların milyarda bir boyutlara indirilmesi ile birlikte bilimler arası etkileşimlerinde ortaya çıktığı gözlemlenmekte ve ileri ki zamanlarda teknolojik olarak büyük gelişimlerin oluşması beklenmektedir.

Nanoteknoloji Nedir?

Nanoteknoloji genel bir ifadeyle atomik ve moleküler boyutlardaki yapıların istenilen amaca uygun olarak düzenlenmesi olarak ifade edilmektedir. Yapılan araştırmalarda gözlemlenen bulgular neticesinde makroskobik boyutlardan nano boyutlara yaklaşıldıkça yeni ve yararlı özelliklerin (küçük hacim israfı, yüksek hız, yüksek mukavemet, değişkenlik, iletkenlik vb.) ortaya çıktığı sonuçlarına varılmaktadır.

Nanoteknoloji mühendislik açısından olanaklar sistemi olarak tanımlanmaktadır. Üretim süreçleri açısından bakıldığında çok disiplinli yapıya imkan sağlayan nanoteknoloji bir çok üretim için tercih edilmektedir. Nanoteknoloji sayesinde yüksek işleve sahip, daha az enerji ve ham madde sarfiyatıyla daha minimalist, daha hızlı ve daha düşük maliyetlerde üretim yapılarak tüketicilerin talepleri doğrultusunda çalışmalara olanak sağlanmaktadır.

Biyomemitik

İnsanoğlunun doğayı anlama arzusu gün geçtikçe artmakta ve bu arzuları doğrultusunda yapılan araştırmalar bilimle bir araya getirilmektedir. Bu durumun en dikkat çekici örneklerinden olan nanoteknoloji ve doğanın bir araya getirilmesi olayı biyomemitik bilimi ile desteklenerek geliştirilmektedir.

Biyomemitik kelimesi Yunanca yaşam ve taklit kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Biyomemitik genel anlamda doğanın teknolojiye ışık tutması, doğada yer alan tüm düzeneklerin yardımıyla yeni teknolojilerin oluşturulması olarak ifade edilmektedir.

Biyomemitik sayesinde doğada gözlemlenen her olay anlamlaştırılarak bilimle birleştirilmesi sağlanmaktadır. Doğal yaşam döngüsünde karşılaşılan veya karşılaşabilecek problemlerin doğanın taklit edilmesine dayanarak çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

Geçmişten günümüze yapılan araştırmalarda  insanların yaşamlarını çevrelerinde yer alan canlıların, ortamların genel durumlarından yola çıkarak inşa etmeye başladığı ve ilerleyen zamanlarda  bu içgüdüsel esinlenme olayının bilimle birleştirilerek teknolojiye aktarımının sağlandığı gözlemlenmektedir.  

Biyomemitik araştırmalar nanoteknoloji ile geliştirilerek , teknolojide bilimsel anlamda büyük adımların atılması amaçlanmaktadır. Günümüzde uygulamada olan bu sistem için yaşantımızdan bir çok örnekle karşılaşmaktayız.

Örneğin günlük hayatımızın neredeyse her kısmında görebileceğimiz cırt tipi kumaşlar ya da diğer adıyla velcro, İsveçli mühendis George de Mestral’ın köpeğiyle gezintisi esnasında çoraplarına yapışan dikenleri incelemesi sonucunda tasarlanmıştır.

Diğer bir örnek ise köpek balıklarının incelenmesi sonucunda hızlı hareket etmelerinin altında yatan sebebin derisinin yapısında bulunan şeritlerin, su üzerinde oluşturduğu basıncı azalttığı ve böylece daha hızlı hareket ettiği anlaşılmıştır. Bu araştırmadan elde edilen bilgiler sonucunda profesyonel yüzücü mayoları tasarlanmıştır.

Hayatımızı kolaylaştıran diğer bir nanoteknolojik tasarım ise lotus çiçeğidir. Lotus çiçeği, üzerinde kir ve su tutmaması özelliği fark edilerek araştırılmış ve araştırmalar neticesinde bitkinin çukur ve tepecikli yapılar sayesinde, ıslanmadığı ve kirlenmediği sonucuna varılmıştır. Bu veriler sonucunda lotus çiçeğinden esinlenerek kir ve su tutmayan yüzeyler, giysiler üretilmiştir.

Yapılan çalışmalar doğrultusunda, nanoteknoloji sayesinde doğadan esinlenerek geliştirilen teknoloji hızla gelişmekte olup yeni çözüm yöntemlerine olanak sağlamaktadır ve artan sorunların çözümü için teknoloji ve doğa ortak paydada birleştirilerek doğaya zarar vermeden doğayla uyumlu sistemlerin oluşturulması hedeflenmektedir.

Bilim kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!