Osmanlı İmparatorluğu dönemi teknolojik gelişmelere baktığımızda; çoğunlukla İstanbul’un fethinden sonraki dönem karşımıza çıkmaktadır. Bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasına sebep olan İstanbul’un fethinden sonra, birçok fabrika ve tesis kurulumu yapılmış; teknolojik alanda da yeni icatlar ortaya çıkmıştır.

Tophane-i Amire (1453)

   Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk fabrikası “Tophane-i Amire” Fatih Sultan Mehmet döneminde faaliyete geçmiştir. Bu fabrika ordunun ihtiyaç duyduğu top ve silahları üretmekteydi. Osmanlı döneminden bahsederken, top denildiği zaman akla şunlar gelmeli: metal veya taş mermi- gülle atan bütün ağır ateşli makinalar. Barutu ilk icat edenlerin Çinliler olduğunu biliyoruz. Barutu her ne kadar Çinliler icat etmiş olsa da, topun ilk kullanıldığı yer Avrupa’dır. İlk kez 1314 yılında Fransızlar ile Flamanlar arasındaki “Flandre Savaşları” esnasında kullanılmıştır. Bu savaşın ardından yaklaşık yedi yıl sonra İngiltere’de de kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra kullanımı hızlı bir şekilde yayılan top, Almanya, Hollanda ve İtalya’da kullanılmaya devam etmiştir. 1360 yılına gelindiğinde Mısır’da da görülmüştür. Tophane-i Amire Osmanlı İmparatorluğu’nun savunmasında çok büyük bir öneme sahipti. Uzunca yıllar ordunun ihtiyaç duyduğu teçhizatı üreten fabrika, 1520 yılından sonra Kanuni Sultan Süleyman döneminde ihtiyacı karşılamakta zorlanmıştır. Bunun üzerine padişahın talimatıyla dönemin teknolojisine uygun olarak kapasite arttırılmış ve ek binalar yapılmıştır. Yenilenen Tophane-i Amire içerisinde pek çok birim oluşturulmuştur. Yenilenmiş olan binalar 1743 yılında tamamen yıkılarak yerine sıfır binalar yapılmıştır. Günümüze kadar gelen bu yapılar halen İstanbul’un Tophane semtinde ayaktadır. 1743 yılında yenilenen üretim tesisine, iki adet yüksek kapasiteli ergitme fırını ile tüfekhane eklenmiştir. 1793 yılında tesisin etrafındaki arazilerinde satın alınmasıyla beraber yeni top imalathaneleri kurulmuştur. Tophane-i Amire 17. yüzyıl ortalarına kadar dünyanın en iyi top üretim merkezi olarak gösteriliyordu. Fakat zamanla gelişen teknoloji ile birlikte tesis eski önemini kaybetmeye başlamıştır. 1850 yıllında Zeytinburnu’na kurulan demir çelik fabrikası Tophane-i Amire’nin yerini almaya başlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Tophane’de birçok savaş teçhizatının üretimine devam edilmiştir. Fakat Cumhuriyet Türkiye’sinde başkentin Ankara’ya taşınmasıyla birlikte bu tür savaş ekipmanlarının üretimi de İstanbul’dan Ankara’ya kaymıştır. Birinci dünya savaşının başlamasının ardından 1920’lerin başında Tophane’deki üretim faaliyetleri tamamen durur. Tophane-i Amire günümüzde bir kültür sanat merkezi haline gelmiştir.

Tersane-i Amire (1455)

   Tersane-i Amire de tıpkı Tophane-i Amire gibi Fatih Sultan Mehmet döneminde 1455 yılında kurulmuştur. Haliç kıyısında faaliyete başlamış olan tersane iki ayrı tersaneden oluşmaktadır. Bu tersaneler: Camialtı Tersanesi ve Taşkızak Tersanesi’dir.

Camialtı Tersanesi

   1455 yılında kurulan Camialtı Tersanesi, Tersane-i Amire’ye bağlı olarak gemi imalatı ve onarımı amacıyla kurulmuştur. Kurulduğu ilk yıllarda düşük kapasiteye sahip olan Camialtı Tersanesi, kızak bölümlerinin üst kısmında yer alan mescitten dolayı “Camialtı Tersanesi” olarak anılmaya başlanmıştır. II. Beyazıt ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde tersane oldukça geliştirilmiş ve kapasitesi arttırılmıştır. Daha sonraki yıllarda Akdeniz’i bir “Türk Gölü” haline getiren Kanuni Sultan Süleyman döneminde kapasite misliyle arttırılmıştır. Yaklaşık iki yüz kızak sayısına ulaşıldığı görülmektedir. Tersane cumhuriyet döneminde de faaliyetlerine devam etmiştir. Cumhuriyet döneminde sırasıyla Devlet Denizyolları İşletmesi’ne ve Denizcilik Bankası’na devredilmiştir. 1984 yılında ise, Türkiye Gemi Sanayi A.Ş. bünyesine alınmıştır.

Taşkızak Tersanesi

   Taşkızak Tersanesi’de 1455 yılında Tersane-i Amire bünyesinde Fatih Sultan Mehmet tarafından kurdurulmuştur. Kurulduğu ilk yıllarda kayık ve mavna gibi küçük çapta ahşap deniz taşıtları üretirken, 1700 yıllarının son çeyreğinde tesise III. Selim tarafından dökümhane eklenip üretim kapasitesi arttırılmıştır. Taşkızak Tersanesi’ni en özel kılan durum, dünyada ilk defa su altından hedefe tam isabetli torpido atabilen ilk denizaltının üretildiği tesis olmasıdır. 1886 yılında İngiltere’den tedarik edilen hammadde ve parçalarla iki adet denizaltı üretilmiştir. Bunlara Abdülhamid ve Abdülmecit isimleri verilmiştir.

   Birinci dünya savaşı sırasında işgalci güçler tarafından ele geçirilen tersane, daha sonra imzalanan Lozan Antlaşması gereği askeri gemi üretimi yapamaz hale getirilmiştir.

Kaynak

Antik Çağlardan Günümüze Arkeolojik Verilerle Makine Teknolojisi Tarihi, Murat Kıyak


Mühendislik kategorisindeki diğer makaleleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster