Bugün, geçmişten günümüze kadar Roma imparatorluğunu ve Batı dünyasını etkisi altına almış, hatta Doğu dünyasında dahi kendine yer bulmuş bir düşünce sisteminden, derin bir felsefi akımdan bahsedeceğim. Stoa felsefesi denildiği zaman, en temel tanımıyla doğayla uyumlu bir yaşam tarzı aklımıza gelmelidir. Stoa felsefesinin özünde doğanın getirdiklerine büyük bir olgunlukla katlanıp, her koşulda dik durabilme ve hayata karşı motivasyonumuzu korumak yatar.

   Stoa felsefesi ilk olarak Helenistik dönemde ortaya çıkmıştır. Bu dönemin filozofları, düşünce felsefesini sadece şahısları etkileyen bir olgu olarak değil, daha iyi bir toplumun yapısının nasıl olması gerektiğine dair tüm toplumu etkileyen bir eylem olarak görmektedirler. Bu sebepten dolayı Yunanlılar döneminde felsefe doğrudan toplumu ilgilendiren bir olgu olarak görülmekteydi. Zamanla Yunan medeniyetindeki bu katılımcı demokratik ortam yerini monarşiye ve tek adam iktidarına bırakınca, düşünce felsefesi kişisel görüşlerden öte gidememeye başladı. Hatta birçok önemli filozof savunduğu felsefeden dönmesi, geri adım atması ve halkı etkilememesi için çeşitli işkencelere maruz kalmış, hapse atılmış ve hatta öldürülmüşlerdir. Stoa felsefesi işte tam olarak böyle bir atmosferde ortaya çıkmıştır. Tam olarak baskı, zulüm ve sindirme ortamında. Stoacılar böyle bir ortamda kendine yetebilmenin önemini ve bu şekilde erdemlice ömrünün sonuna kadar yaşamayı savunmuşlardır. Yunan medeniyetinde başlayan Stoa akımı Roma döneminde en üst düzeye çıkmış, imparator Marcus Aurelius bu felsefenin en önemli savunucularından biri olmuştur. Stoacı filozoflardan en önemlilerinin yaşantılarına biraz göz atalım.

Zenon

   Kıbrıs doğumlu olan filozof Atina’da hayata gözlerini yummuştur. Yaklaşık olarak M.Ö. 332-262 yılları arasında yaşadığı düşünülmektedir.

   Ticari bir amaçla çıktığı yolculuk sırasında içinde olduğu gemi kaza yapmış ve hiç aklının ucunda dahi yokken Atina’da yaşamaya başlamıştır. Burada olduğu dönemde Sokrates’ten etkilenmiş ve felsefe dünyasına girişi bu şekilde olmuştur. Hatta Atina’da Sokrates’in ve onun tarzında filozofların yazılarına ulaşmaya çalışmıştır.

   Zenon zamanla dersler vermeye başlamıştır. Stoa, Antik Yunan dilinde sütunlu galeri anlamına gelmektedir. Zenon öğrencilerine stoa denilen bu alanlarda ders vermiştir. O günden sonrada Zenon’un öğrencilerine Stoacılar denilmeye başlanmıştır.

Seneca

   M.Ö. İspanya’da dünyaya gelen filozof, çok küçük yaşlarda teyzesi tarafından Roma’ya götürülmüştür. Yaşadığı Antik Roma döneminde kölelerin gördüğü muamele ve zulümlerden oldukça etkilenmiş ve kölelik sistemine karşı birçok söylemlerde bulunmuştur. Sistem karşıtı söylemlerinden dolayı dönemin imparatoru Cladius’un tepkisini çekmiştir. Hatta sürgün edilmiştir. Yıllar sonra gelecekte imparator olacak olan Neron’nun eğitmeni olarak Roma’ya dönmesine izin verilmiştir. Neron’nun imparatorluğunun ilk yıllarında devletin önemli yöneticilerinden birisi olmuştur. Fakat daha sonra Neron’un kötü uygulamalarına katılmayarak yönetimden uzaklaşmıştır. Daha sonra Neron’un emriyle beraber bir komplo sonucu öldürülmüştür.

Marcus Aurelius

   Roma’da soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Marcus Aurelius, Roma’nın beş iyi imparatorundan sonuncusudur. Roma onun döneminde zirveye ulaşmıştır. Daha çocukluk yıllarında felsefe, edebiyat, müzik, geometri, Latince, Yunanca dersleri alan Marcus Aurelius çok genç yaşlarda Stoa felsefesini benimsemiştir. Elinde bulunan güce rağmen hiçbir zaman o gücün esiri olmamış ve şatafat içinde bir yaşamı reddetmiştir. Her zaman sadelikten yana olan imparator, önemli olanın kendine yetebilmenin, doğayla uyumlu yaşamanın ve mütevazi bir hayatın erdemine inanmış ve öğütlemiştir. Barıştan yana olan imparator, savaş sırasında bulunduğu cephelerde dahi geceleri çadırında Stoa üzerine yazılar yazmıştır. Bugün günümüze kadar ulaşan yazılarından derlenmiş kitapları bulunmaktadır.

   Stoacı filozofların savunduğu tezlere ve yaşamlarına bakıldığı zaman, öncelikle arzulara hakim olmak vardır. Arzulara yenik düşüp, hırsa kapılmak yapılacak en büyük yanlışlardan biri olarak görülmektedir. Doğayla uyumlu yaşayıp, zorluklar karşısında ayakta kalarak kadere teslim olmak Stoa felsefesinin en temel tezlerindendir.

Kaynaklar

Stoa Felsefei, Kolektif, Çizgi Kitabevi


Fikir ve Sanat kategorisinde bulunan diğer yazıları da okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster