“Ulusların Rekabet Avantajı” adlı kitabında M.Porter bir ülkenin ve işletmenin uluslararası ekonomik faaliyetlerdeki rekabet gücünün, birbiri ile bağımlı, bağlantılı ve etkileşimli dört önemli faktöre bağlı olduğunu ileri sürmektedir. Uluslararası başarının, bu önemli ülke ve firma ile ilgili bileşimi ve ayrıca sektörde inovasyon, gelişim ve bir oranda da şansa bağlı olduğu, teoride ileri sürülmektedir.

Üretim Faktör Koşulları

Bir ülkenin sahip olduğu üretim faktörleri o ülkenin uluslararası ekonomik faaliyetlerde rekabet edebilme gücünü etkileyen önemli bir unsurdur. Aslında burada söz konusu olan ülkeye özgü üretim faktörleri, “Faktör Donanımı Teorisinde” yer alan ve rekabet üstünlüğü sağlayabilen faktörler aynıdır. Ancak Porter bu faktörlerin doğal kaynaklar, iş gücü, sermaye ve girişimcilik gibi temel faktörlerin ötesinde, inovasyon, iş gücünün yeteneği, mahareti, eğitimi ve gelişmişlik düzeyi, ülke altyapı durumunun kalitesi gibi daha gelişmiş faktörlerin önemini de ekleyerek vurgulamaktadır. Porter ülkenin sahip bulunduğu temel faktörlerin işletmelere başlangıçta bir ivme kazandırdığını, ancak eğitimle kazanılan kaliteli işgücü, bilgi temelli inovasyon, yenilik gibi gelişmiş faktörlerinin ülkenin rekabet üstünlüğünü sürdürmesine yol açabileceğini, bu nedenle de ülkenin eğitim, araştırma, inovasyon gibi faaliyetlere önem verilmesini ileri sürmektedir.

Talep Koşulları

Yenilikçi, bilinçli, sofistike bir pazarda yer alan müşteriler ve tüketiciler, ürünlerini satın aldıkları işletmelerin ürün, süreç ve işlevlerinde gelişim, yenilik ve teknolojik açılımlar yapmalarına neden olurlar. Bu tür bir ulusal pazarda faaliyette bulunan ve bilinçli tüketici beklentileri nedeni ile her an yeni açılımlar yapmaya hazır olan işletmeler, uluslararası pazarlamada kolayca rekabet edebilmektedir. Ulusal pazarlardaki bu tür gelişmiş talep koşulları ülkeye ve işletmelere, uluslararası arenada rekabet üstünlüğü kazanmalarını sağlayabilmektedir.

İlişkili ve Destekleyici Sanayiler

Ulusal sektörlerde tedarikçi ve rakip olarak yer alan çok sayıda işletmenin bir arada veya birbirine yakın bulunması, “kümeleşerek” sanayi bölgeleri içinde faaliyette bulunmaları o sektöre canlılıkta getirmekte, tedarik ve rekabette hız, kalite, maliyet avantajı ve inovasyona neden olabilmektedir. Ayrıca sektörün çeşitli gereksinimlerini karşılayabilen ilişkili sanayilerin de aynı veya yakın bir bölgede faaliyet göstermesi, sektörde yer alan işletmelerin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü arttırmasına neden olabilmektedir.

İşletmenin Stratejisi, Yapısı ve Rekabet Durumu

Bir işletmenin yerel pazarlarda ve uluslararası pazarlarda uyguladığı kurumsal ve rekabet stratejileri; bu stratejilere uygun yönetim yapısı, yerel ve uluslararası pazardaki rekabet durumu ve şiddeti işletmenin rekabet üstünlüğü sağlamasında çok önemlidir. Yerel pazarlarda yaşamı devam ettirmek ve sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlamak, ortalamanın üzerinde getiri elde etmek için yapılan çalışmalar, işletmenin uluslararası pazarlarda da rekabet gücünü arttırabilmektedir. Bu nedenle işletmelerin stratejik yönetim yeteneğine sahip yöneticilere sahip olması, onların rekabetin çok şiddetli olduğu sektörlerde faaliyette bulunmaları rekabet gücünü olumlu olarak etkileyebilecektir. Analizlerimiz sonucu şunu açıklıkla görmekteyiz; strateji mutlak anlamda şirketlerin ve de ülkelerin geleceğini tayin etmektedir.

Kaynak:

Ulusların Rekabet Avantajı – M. Porter


Ekonomi kategorisinde bulunan diğer makaleleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster