Biz Türkler olarak senelerce İngilizce eğitimi alan bir toplumuz. İlkokul 4. sınıftan itibaren İngilizce derslerine başlıyoruz. Hatta yetmiyor kurslara gidiyoruz ve belki de bir sürü kitap bitiriyoruz. Bunlara rağmen İngilizce’yi tam anlamıyla bildiğimizi söyleyemiyoruz. Çünkü biz konuşmuyoruz, çekiniyoruz, utanıyoruz ve hata yapmaktan çok korkuyoruz. Oysa ki bizim yanlış konuşmamız karşımızdaki yabancı için çok da büyük bir sorun oluşturmuyor. Bu konuda ülkemize gelen turistleri düşünün; aslında yarım yamalak konuştukları Türkçe bize ne kadar da sempatik geliyor, değil mi? Nasıl da bizden çekinmeden, hata yaparım diye düşünmeden konuşuyorlar? Biz de onları yargılamıyoruz, çabalarına saygı duyuyoruz ve aslında hoşumuza bile gidiyor bu durum.

Yabancı dil öğrenmek ile ilgili önerilen bir sürü yöntem, kural ve teknik vardır. Bu yöntemlerin bazıları işe yarar olsa da herkesin öğrenme biçimi farklıdır. Kimisi okuyarak kimisi de dinleyerek çok daha iyi öğrenir. Evinizdeki eşyalara yapışkanlı kağıtlar yapıştırmak, kelime oyunları oynamak ve her gün okuma yapmak elbette size katkı sağlar. Fakat bir dili tam anlamıyla öğrenmek için konuşabilmek gerekir.

KO-KO Tekniği

KO-KO tekniğinin bu adı almasının sebebi “korkusuzca konuşmak” anlamına gelmesidir.

Aslında çevremizi incelediğimizde hızlı bir şekilde dil öğrenebilen kişileri görebiliriz. Çocuklar da bu gruba örnek olarak verilebilir. Çünkü çocuklar dil öğrenirken ne kitap bitirir ne de gramer çalışır. Onlar sadece dile maruz kalır, dinler ve “korkusuzca konuşur”. Çocukken hata yapmaktan korkmayız ve dil öğrenirken en basit kelimelerle başlasak da sadece konuşarak gelişim gösteririz.

Yabancı dil öğrenirken çekinmeden konuşmayı, korkmamayı ve cesur olmayı da öğreniriz.

Peki Bunu Nasıl Yapacağız?

  • Öncelikle bu konuda kararlı olun ve gerçekten öğrenmek istediğinizin farkında olarak hareket edin. Hata yaptığınız zaman vazgeçmeyin.
  • Bir dili öğrenmenin en iyi yolu o dile maruz kalmaktır. İçinde bulunduğumuz durumda sizlere “Öğrenmek istediğiniz dilin konuşulduğu ülkeye gidin.” gibi bir öneride bulunamayacağım. Fakat şuan sizi o dile maruz bırakacak ve canlı öğretmenlerle konuşturacak bir sürü program var. Sizlere bu uygulamalara göz atmanızı önerebilirim.
  • Bunların yanı sıra aynı yabancı dili öğrenmek isteyen arkadaşlarınız olabilir. Birlikte bir gün ve konu belirleyerek online bir toplantıda konuşma çalışmaları yapabilirsiniz. Ya da belirlediğiniz bir arkadaşınızla sadece o yabancı dili konuşabilirsiniz.
  • Sizinle konuşma çalışmaları yapacak bir arkadaşınız olmasa bile kendinizle konuşun. Gerekiyorsa bu konuşmaları kaydederek ve tekrar dinleyerek telaffuzunuzu düzeltebilirsiniz.
  • Günlük hayatınızda yaptığınız işleri öğrenmek istediğiniz dilde de tekrar edin. Örneğin kitap okurken aklınızdan “I am reading a book.” cümlesini geçirebilirsiniz.
  • Öğrenmek istediğiniz yabancı dil ile dizi veya filmler izleyebilirsiniz. Fakat sonrasında izlediklerinizi o dilde anlatmaya çalışın. Bu egzersizin çok faydası olacaktır.

Son olarak sizlere hata yapmaktan korkmamayı ve korkusuzca konuşmayı öneriyorum. Sadece konuşarak ve dile maruz kalarak 12 ayda 4 farklı dil öğrenen bu arkadaşları da sizlere örnek olarak bırakıyorum. Umarım yabancı dil öğrenme süreciniz başarı ile sonuçlanır.


Kişisel Gelişim kategorimizde yer alan diğer içeriklerimizi okumanızı da öneririz.

Yazar Hakkında

Sena EFENDİOĞLU

2018 yılında Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldum. 2019 yılından itibaren de Gebze Teknik Üniversitesi'nde yine kendi alanımda yüksek lisans eğitimime devam ediyorum. Ayrıca benimühendisim.com platformunda da sizlere kaliteli içerikler sunabilmek amacıyla yazarlık ve editörlük görevlerimi severek yerine getiriyorum. Yapay zeka teknolojileri, robotik ve mühendislik konularını ilgi alanım arasında sayabilirim. Bunlara ek olarak kişisel gelişim alanında içerikler oluşturmaya da özen gösteriyorum.

Tüm Makaleleri Göster