Daha önce hiç görmediğiniz birini tanıyormuş ya da yaşadığınız bir anın daha önceden kendinizce tecrübe edildiği hissine kapıldınız mı? Eminim ki bu hissi sizlerde hayatınızda bir kez de olsa yaşadınız. Bizlere yaşamadığımız halde tanıdık gelen bu hisse verilen bir isim mevcut, Dejavu. Peki, Nedir bu dejavu? Neden olur? Gelin birlikte öğrenelim.

Dejavu Nedir?

Dejavu terimi, “önceden görülmüş” anlamı taşıyan Fransızcadan gelir ve ilk kez Fransız psişik araştırmacı olan Emile Boirac (1851-1917) tarafından kullanılır. Kişiye geçmişte aynı durumda, aynı yerde yaşadığına veya aynı yerde bulunduğuna dair güçlü bir his yaşatan dejavu, insanların %70’i tarafından en az bir kez de olsa deneyimlenmiştir.

Dejavu Neden ve Nasıl Oluşur?

Kimi rivayetlere göre, dejavunun aslında paralel evrendeki yaşantımızla ilgili olan olaylar sonucunda tetiklendiği söylenir. Kimilerine göre ise, dejavunun depresyon ile ilgili olduğu ve beynin unutmak istediği anıları unutamadığı için kişiye aynı şeyleri yaşıyormuş hissine kapılmasına yol açtığı söylenir. Fakat hiçbir kanıt niteliği taşımayan bu söylemler bilimsel olarak dikkate alınmaz.

Kökeni oldukça eskilere dayanan dejavu hakkındaki bilimsel araştırmalar 20. yüzyılda başladı. Bilim literatüründeki ilk dejavu çalışmaları ise 1928 yılında Edward Titchener tarafından yapıldı. Titchener “A Text-Book of Psychology” isimli kitabında dejavu için “Beyin, bir deneyime yönelik olarak tam bir algı üretmeden önce, kısmi bir algı yaratır. İşte bu kısmi algı, daha önce deneyimlenmiş bir olay olduğu hissi yaratmaktadır.” tanımını yaptı. Bu tanımdan sonra dejavu oldukça büyük bir sansasyon yarattı. Hatta filmlere konu olmaya başladı.

Popüler kültürdeki en meşhur örneği ise “The Matrix” (1999) filmidir. Filmin felsefi altyapısının bilinci ile gerçeklik arasında gidip gelen bir sorgulamaya dayandığı düşünülecek olursa, dejavunun bilincimizde oluşan gerçeklik ve hafıza algısındaki geçici bir hata olduğu açıklaması oldukça isabetlidir.

Günümüze kadar yapılan araştırmalar dejavuya neden olan şeylere zamanla tam bir açıklık getirdi. Gelin birlikte kronolojik olarak dejavuya nasıl açıklıklar getirildiğine göz atalım.

  1. Kısa Dönem Kısmi Bilinç Kaybı

1941 yılında bazı araştırmacılar deneklerine birkaç materyal gösterip bu materyalleri öğrenmelerini istemiştir. Sonrasında ise her bir deneğe hipnoz sonrası bilinç kaybı yaşatıp, gördükleri materyalleri unutmalarını sağlamışlardır. Hipnoz etkisinden çıkan deneklere tekrar aynı materyalleri gösterip, bir şey hatırlayıp hatırlamadıklarını sormuşlardır. Çoğu denekte herhangi bir şey uyandırmayan bu materyalleri yalnızca birkaç kişi bir yerlerden hatırladığını, bunun da tıpkı dejavuya benzediği söylemiştir. Yani bu da demek oluyor ki kişi aslında unuttuğunu bilmediği materyalleri dejavu sanmıştır.

  1. Benzerliğe Dayalı Tanımlama

2008’den 2012 yılına kadar yapılan bir dizi araştırma sonucunda ise; gerçek yaşamda veya sanal gerçeklik içerisinde o anda gösterilen bir sahnenin genel hatları, daha önceden görülen ancak tam olarak hatırlanamayan sahnenin genel hatları belirli bir ölçekte uyuşuyor ise kişinin dejavu yaşadığı gösterilmiştir. Yani aslında daha önce yaşadığımız bir olay o an yaşanılan bir olaya benziyor ise beynimiz bunu dejavu yaşıyormuş sanar.

  1. Şifreli Bilinç Kaybı

Beynimizdeki çoğu anı zamanla silinse de, bazı anıların çok küçük kısımları beyinde korunmaya devam eder ve bizler yaşadığımız bir anın çok tanıdık gelmesinden bunu dejavu olarak tanımlarız. Aslında bu eskiden yaşanılan bir anıya ait olan görüntülerdir.

  1. Beyin Lobları Arasındaki Gecikme

Günümüzde en yaygın olarak kabul edilen açıklamadır. Bu açıklamaya göre beyin, bir veri ile ilk karşılaştığı anda her iki loba da bu veriyi işlemesi için komut verir. Fakat veri ilk olarak beynin sol lobunda işlenir. Sağ loba ise sol lobdan sonra veri akışı sağlanır. Beynimiz bu veri akışı arasındaki zaman farkını telafi edebilmek için iki lob arasında bir senkronize sağlar. Ancak bu senkronizasyonu her zaman sağlayamayabilir. Bizler de bu durumu dejavu olarak adlandırırız.

Yani dejavu, doğa üstü bir olay değildir. Bunu reenkarnasyon, paralel evren gibi boyutlara taşımamak gerekir. Aslında dejavu yukarıda anlatıldığı gibi beyinle ilgili olan bir rahatsızlıktır.

Nedir? kategorisindeki diğer yazılarımıza da okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Aleyna BAYKAL

benimühendisim de serbest konulu içerikler üreten bir yazarım, bunun yanı sıra sayfa da editörlük yapmaktayım. Lisans eğitimimi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği bölümünde tamamlamış bulunuyorum. İlgi alanlarım ise psikoloji, kozmoloji ve tarihtir.

Tüm Makaleleri Göster