İlişkilerin önemi yıllardır araştırmacılar tarafından inceleniyor. Bu çalışmaların başlangıç noktası olarak birçok araştırmacı, sosyolog Émile Durkheim’ın klasik intihar ve sosyal bağlar çalışmalarını işaret ediyor. Durkheim, sosyal olarak bağlı olmanın kişisel refahı elde etmek için zorunlu olduğunu ileri sürdü. Yani, yakın ilişkileri olmayan bir kişinin muhtemelen intihar riski altında olan bir kişi olduğunu söyledi. Hayatımızda arkadaş seçimi dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biridir. Neden arkadaşlarımızı yakın çevremizden seçeriz?Karmaşık ve cevaplanması zor bir soru olmasına rağmen bu yazı; arkadaş seçimi ve ilişki başlatmamıza etki eden faktörleri inceleyecektir.

Fikrin ilginç olan yanı ise Durkheim’ın sosyal ilişkileri hayatta kalmak için gerekli gördüğümüz şeylere dahil etmesidir. Örneğin ıssız bir adaya düştüğümüzde yanımıza alacağımız üç şey arasında nadiren dostlarımızdan veya arkadaşlarımızdan bahsederiz. Ya da yaşamın temel gereksinimlerini saymamız istense yiyecek, su ve barınağı söyleriz. Ama yapılan araştırmalar sosyal varlıklar olduğumuzu, hayatta kalmak ve gelişmek için başkalarına ihtiyacımız olduğunu gösterdi. Bunu şöyle ifade edebiliriz; yakın ilişkiler, yiyecek ve su psikolojik olarak eşdeğerdir; diğer bir deyişle ilişkiler de hayatta kalmak için gereklidir. Baumeister ve Leary bunu şöyle açıkladı: Bu ilişkiler insanların temel ihtiyaçlarıdır ve bu ihtiyaçlar bizi insan yapan, yaşamlarımıza bir amaç ve kimlik duygusu veren şeylerdir.

Yakın ilişkilerin refah için çok önemli olduğu göz önüne alındığında, kişilerarası ilişkilerin nasıl başladığını sormak önemlidir. Bizi bir insanı sevmemize, başka birini sevmemeye iten nedir? İlişki kurmamıza etki eden faktörler nelerdir? Karmaşık ve cevaplanması zor sorular olmasına rağmen bu yazı; ilişkilerin nasıl başladığını inceleyecektir.

Çekiciliği Etkileyen Faktörler: Dostluk ve Sevginin Başlangıcı

Neden bazı arkadaşlar tıpatıp benzer? Ya da bir arkadaşınızın arkadaşından hoşlanmadığınız oldu mu? Psikologlar bilimsel yöntemleri kullanarak çekiciliği etkileyen faktörleri araştırdı ve ilişki geliştirdiğimiz kişileri etkileyen benzerlik, yakınlık (fiziksel veya işlevsel), aşinalık ve karşılıklılık gibi bir dizi değişken belirlediler.

Yakınlık

Genellikle arkadaşlarımızı veya romantik partnerlerimizi yakın çevremizden seçiyoruz. Özellikle, yakınlık veya fiziksel yakınlık, ilişkilerin gelişiminde önemli bir faktör olarak belirlenmiştir. Örneğin, üniversite öğrencileri yeni bir okula gittiklerinde sınıf arkadaşları, oda arkadaşları ve takım arkadaşlarından (yani, yakınlardaki insanlar) oluşan arkadaşlar edinirler. Yakınlık, insanlara birbirlerini tanıma ve benzerliklerini keşfetme fırsatı verir. Bunların hepsi bir dostluk veya samimi bir ilişki ile sonuçlanabilir. Yakınlık sadece coğrafi mesafeyle değil aynı zamanda fonksiyonel mesafeyle de ilgilidir. Örneğin, üniversite öğrencilerinin aynı katta kaldığı kişilerle daha yakın olması ve ilişki geliştirmeleri daha olasıdır çünkü onları farklı katlarda gördüğü insanlardan daha sık görürler. Çevrimiçi ortamda ise bu aynı anda aynı platformda olmayı ifade eder. Örneğin takipleşmediğimiz biriyle arkadaşlık kurmamız takipleştiğimiz kişilere nazaran daha zordur.

Aşinalık

Yakınlığın ilişkiler açısından önemli olmasının nedenlerinden biri, aşinalık oluşturmasıdır; insanlar tanıdık olanlara daha çok ilgi duyarlar. Sadece birisinin etrafımızda olması ve ona tekrar tekrar maruz kalmamız o kişiye karşı sempati duyma olasılığımızı arttırır. Ayrıca tanıdık insanların yanında güvende hissetme eğilimindeyiz, muhtemelen bu neyle karşılaşacağımızı bilmekle ilgilidir. Robert Zajonc, bu fenomeni maruz kalma etkisi olarak tanımlamıştır. Daha ayrıntılı bir şekilde açıklayacak olursak, bir uyarana (örneğin ses, kişi) ne kadar sık ​​maruz kalırsak o uyaranı olumlu görme olasılığımız daha yüksektir.

Örneğin, baskıcı bir anne ile büyüyen bir adam baskın olsa da normal olarak gördüğü (yani tanıdık olduğu) için zorba kadınlardan etkilenebilir.

Benzerlik

Bazı çiftleri gördüğünüzde “bu çok sürmez” diye düşünüyor musunuz? Muhtemelen çok farklı göründükleri için böyle düşünüyorsunuz. Birçok kişi zıtlıkların çekici olduğunu öne sürse de araştırmalara göre bu genellikle doğru değildir; benzerlik anahtardır. Elbette, çiftlerin oldukça farklı görünebileceği zamanlar vardır fakat genel olarak bizim gibi olanları seviyoruz. Ingram ve Morris, yeni insanlarla tanışmak istediklerini söyleyen şirket yöneticilerini bir kokteyle davet ederek bu olguyu incelediler. Araştırmacılar, yöneticilerin yeni insanlarla kaynaşmadığını bunun yerine sadece tanıdıkları kişilerle (yani benzer kişilerle) konuştuğunu ortaya koydular.

Evlilik söz konusu olduğunda ise araştırmalar; çiftlerin özellikle yaş, sosyal sınıf, ırk, eğitim, fiziksel çekicilik, değerler ve tutumlar konusunda çok benzer olduğunu ortaya koymuştur. Bu duruma eşleşen hipotez adı verilir yani görüşlerimizi doğrulayan; düşünce, arzu ve tutumları bizimle benzer olan diğer insanları seviyoruz.

Mütekabiliyet (Karşılıklılık)

Çekicilikteki bir diğer önemli bileşen ise karşılıklılıktır. Bu ilke, bize karşı aynı şekilde davranan birini sevme ihtimalimizin daha yüksek olduğunu söyler. Başka bir deyişle bize karşı dostane olmayan biriyle arkadaş olmamız zordur. Bu, ilişkilerin vermek ve almak üzerine inşa edilmiş olmasının bir göstergesidir. Eğer tek taraflı bir ilişki söz konusuysa o ilişki bitmeye mahkumdur. Temel olarak, elde ettiğimiz şeyi vermek ve ilişkilerde eşitliği korumak zorundayız. Araştırmacılar bunun çoğu kültür için geçerli olduğunu ortaya koydu.

Psikoloji kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederim !