Kefir; keçi, inek ve manda gibi hayvanların sütünden elde edilerek ve içerisine özel bir maya katılarak yapılan koyu kıvamlı, hafif ekşi bir tadı olan fermente bir süt ürünüdür. Peki kefir geçmişten günümüze nasıl gelmiş bakalım. Kefir Orta Asya’da göçebe olarak yaşayan Türkler 5000 yıl önce keçi sütünün fermentesi sayesinde kefiri bulmuştur. Hayvanları evcilleştirdikleri zamanlarda sütlerinden her türlü yararlanmışlardır ve buldukları süt ürünlerini her yere taşımışlardır. At sütünden kımız, keçi ve koyun sütünden kefir elde etmişlerdir. Kuzey Kafkas halkı fermente olmuş sütün bir kısmını tulumdan alıp tekrar yeni süt eklemişlerdir. Eklemenin ardından biraz zaman geçtikten sonra tulumda süngerimsi yapılar oluştuğunu görmüşlerdir. İşte bu sayede de ilk kefir mayası bulunmuştur.

KEFİRİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

Kefir taneleri beyaz-sarımtırak renkte, çapı 1-2 mm’ den 3-6 mm’ ye kadar farklılık gösteren, karnabahar veya patlamış mısıra benzemektedir. Kefir danelerinde çoğunlukla Streptococcus, Saccharamyces, Betabacterium ve bazı maya türleri gibi laktik asit içeren bakterilerle beraber laktoz fermantasyonu yapan ve yapamayan mayalar vardır. Karmaşık bir mikrobiyolojik yapısı vardır. Kendine has bir görüntüsü olmayan kefir taneleri, suda erimez. Süte eklendiklerinde büyürler ve renklerinde beyazlaşma olur. Tanelerin, sütü fermente edici bir özelliği olduğu, kazein ve birbirleriyle simbiyotik olarak yaşayan mikroorganizmaların ortaya çıkardığı, jelatinimsi topluluklardan oluştuğu ve tanenin en önemli özelliğinin fermantasyon sonunda süzme işlemi uygulandığında tekrardan kullanılmış olması dikkat çekmiştir.

Kefirin bileşiminde %0,5-1,5 etil alkol, yaklaşık %0,7 kadar süt asidi ve %3,2 yağ vardır. Normal bir kefirin duyusal özellikleri, acılığa doğru gitmeyen ve insanın hoşuna gidebilecek ekşimsi bir tat, hafif maya tadı, yumuşak bir yapıda olduğu ve içerdiği karbondioksitten dolayı biraz köpüklü ve serinletici niteliklerden oluştuğu belirtilmiştir. Serinlik veren ve hafif ekşimtırak tadıyla ayrana, yoğurdun içerisinde bulunan yararlı bakteri ve mayaların bağırsak sistemimizde bağlanma durumu olan probiyotik yapılarıyla yoğurtla benzerlik göstermektedir. Ayrıca içerisinde bol miktarda vitamin (A, D, E, B1, B12, K) ve mineral (kalsiyum, magnezyum, fosfor, flor, selenyum) bulundurmaktadır.

KEFİRİN SAĞLIK AÇISINDAN YARARLARI

  • Yararlı mikroorganizmaları içerir.
  • Kemik yapısını güçlendirir.
  • Kolesterolü düşürmeye yardımcı olur.
  • Mide ve bağırsak floralarını temizler
  • İştah açıcı bir özelliği vardır.
  • Yağsız süt ile mayalandığında kilo verici özellik gösterir.
  • Sindirimi kolaydır.
  • Ferahlatıcı bir etkisi vardır.
  • Folik asit ve B12 gibi vitaminlerin vücut içinde emilişini kolaylaştırır.
  • Kefirdeki antibakteriyel maddeler bakterileri temizler.
  • Ergenlik dönemine katkı sağlar
  • Cildi güzelleştirir.
  • Kan bozukluklarını giderir ve kanı temizler.
  • Enfeksiyonlara karşı önleyicidir.
  • Sinirsel rahatsızlıklara karşı iyi gelir.
  • Yüksek tansiyon ve bronşit gibi hastalıklara iyi gelir.
  • Deri rahatsızlıklarını tedavi eder.

KEFİRİN SÜT VE YOĞURTTAN FARKI

Kefir fermente edilmiş, ekşimsi bir tadı olan, kıvam bakımından koyu bir süt ürünüdür. Ancak sütten farklı olarak içinde probiyotik bakterilerin bulunması ve laktoz alerjisi bulunan kişilerinde kefiri tüketebilmesidir. Yoğurt ile kefir arasındaki farklılık; kefirin yüksek oranda faydalı bakterileri içermesi ve bu faydalı bakterilerin vücudumuza direkt olarak alınmasıdır. Kefirin bir diğer özelliğide yoğurda göre biraz daha sıvı ve ekşimtrak olmasıdır.

EVDE KEFİR YAPIMI

Evde kefir üretimi için 30 gr (1-2 yemek kaşığı) kefir danesini alıp kapakla kapanabilecek herhangi bir kaba koyabilirsiniz. Aldığımız kaba 1 l süt ekleyiniz. Kabı kapatıp ortalama 36 saat bekleyiniz. Saatin sonunda kabın içinde danelenen kefirleri süzüp alıp kullanabilirsiniz. Afiyet olsun.


Gıda kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!