Mühendislik; öncelikli olarak fiziksel olayları yorumlayabilme, sayısal analiz yapabilme ve teorileri pratiğe dökebilme yetisi gerektirir. Günümüzdeki tasarımların birçoğu doğadan esinlenerek modellenmiştir. Uçak mühendisleri bir uçağı tasarlamadan önce en yalın haliyle bir kuşu gözlemlemişlerdir; nasıl havada süzüldüğünden yere inişine kadar. Aynı şekilde gemi inşa mühendisleri, tasarladıkları her bir deniz aracında balıkların su içindeki dinamiğini incelenmişlerdir. Doğada var olan her canlı kendi sınıfının mükemmelidir. Mühendislik disiplini de tasarımlarda kusursuzluğu baz alır. Bir diğer deyişle olabildiğince mükemmele yaklaşımı esas kılar.

Ekonomi

   Ekonominin ise temel iki yapı taşı vardır; arz ve talep. Serbest veya güdümlü piyasadaki her parametre talebe göre şekillenmektedir. Ürettiğiniz ürün veya hizmetin nihai tüketicide bir karşılığı olması gerekir. İstikrarlı ekonomilerde arz talep eğrisi doğru orantılı olmalıdır. Yani ne kadar talep varsa o derece üretim, yani arz olmalıdır. Taleplerin yeterince karşılanamadığı durumlarda karaborsa, tekelcilik ve enflasyon gibi kavramlar ortaya çıkabilmektedir. Tam tersinde ise, yani talebi aşan arz durumunda maliyetleri dahi karşılayamayacak satış rakamları, stok maliyetleri ve verimsizlik durumları ortaya çıkacaktır. Dolasıyla en ideal durum doğrusal seyirdir.

Mühendislik Ekonomisi

   Kıyasıya rekabetin yaşandığı günümüz serbest ekonomisinde sadece bir ürünü üretmek veya ar-ge çalışmalarını yapmak yeterli olmaz. Bu ürün veya teknolojinin fizibilite çalışmasının titizlikle yapılması gerekir. Tasarımlar yapılırken sadece ne kadar son teknoloji veya mükemmel bir ürün olduğu değil aynı zamanda bu ürünün piyasadaki ekonomik karşılığının da analizi iyi yapılmalıdır. Bu konuyu basit bir örnekle açalım; x bir otomotiv firmasısınız ve orta segment araçlarla orta gelir sınıfına hitap eden araçlar üretiyorsunuz. Sıkı bir ar-ge çalışmasıyla tasarımlarınızı ve teknolojilerinizi mevcut üst sınıra yaklaştırdınız. Ortaya çıkan ürün muadillerinin çok üzerinde maliyetlere ve satış rakamlarına sahipse piyasada tutulma ihtimali yoktur. Tam olarak bu noktada mühendislik ekonomisi devreye girer.

Üretilen ürünün hammadde aşamasından nihai ürünün ortaya çıkmasına kadar geçen tüm süreç mühendislik ekonomisinin kapsamıdır. Fabrika veya imalathanedeki makinaların yerleşimlerinde yaptığınız küçük bir değişim ve planlama bile katma değer yaratabilir. Birim zamanda daha fazla ürün üretmeniz gibi. Bu da dolaylı olarak işçilik, elektrik, su, kiralama vs. gibi maliyetleri düşüreceği için üretim maliyetleriniz doğrudan düşecektir.

Bir başka örnekte daha detaylandırmak istiyorum. Otomotiv yedek parça sektöründe varlığınızı sürdüren bir firma olduğunuzu varsayalım. Tasarımda yaptığınız küçük bir değişiklik sonucunda fazladan iki adet cıvata kullanımını kaldırsanız bile totalde bunun karşılığı milyonluk tasarruflar olarak ortaya çıkabilmektedir. Dolasıyla etkin ve verimli mühendislik ekonomisi yönetimi oldukça önemlidir.

Mühendislik ekonomisi endüstri mühendislerinin sorumluluk alanı gibi görülse de aslında her mühendislik disiplininin titizlikle üzerinde durması gereken bir konudur. Çünkü küçük ya da büyük tüm işletmelerin amacı düşük maliyetlerle yüksek gelirler elde etmektir. Bu da işletmelerin en temel fonksiyonudur.


Mühendislik kategorimizde yer alan diğer içeriklerimizi okumanızı da tavsiye ederiz.

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster