Hamam denilince doğal olarak herkesin aklına yıkanmak, temizlenmek gelir. Anadolu kültüründe de önemli yere sahip olan hamam kültürü, Antik Roma’da salt temizlenme ve arınmadan ibaret değildi. Romalılar için hamamlar daha çok bir sosyalleşme alanıydı. Romalıların gündelik hayatının çok önemli bir parçası olan hamamlarda; masaj, vücut bakımı, eğlence ve sporun yanı sıra önemli iş görüşmeleri de yapılırdı. Hamamda bir yandan sefa yapılırken diğer taraftan da önemli işler sonuçlandırılırdı.

    Romalılar güne çok erken saatlerde başlardı. Aydınlatmanın kısıtlı olduğu antik dünyada mümkün olduğunca gün ışığından efektif faydalanıp, işleri bir an önce bitirmek esastı. İşlerin büyük çoğunluğu sabahtan öğlen vaktine kadar halledilirdi. Öğleden sonraları ve akşamları boşa çıkan Romalılar bu vakitlerini hamamlarda sosyalleşerek geçirirdi. Bu aktivite Roma’da o kadar önemli bir yere sahipti ki hamama gitmemek Romalı olmamakla özdeşleştiriliyordu. Hamama giden Romalılar fiziksel rahatlamanın yanı sıra ruhlarını da bu mekanlarda dinlendiriyorlardı. İhtişamlı iç dekorasyonları, büyüleyici mimari yapıları adeta meditasyon etkisi yaratıyordu. Antalya’nın Perge Antik Kenti’nde yapılan kazılardan elde edilen heykellerin büyük bir kısmı hamamdan çıkartılmıştır. Heykellerin yanı sıra en etkileyici freskler ve mozaikler de oldukça büyüleyiciydi.

   Hamamların halk arasında popüler olmasının bir diğer önemli sebebi ise şifa kaynağı oluşlarıydı. Günümüzde modern tıbbın desteklediği görüşün temelleri de antik çağda atılmış ve hamamların birçok rahatsızlığa iyi geldiği düşünülmüştür. Hamamların bu denli ilgi görmesi, sağlık ve sosyal nedenlerinin yanı sıra ekonomik getirisinin de oldukça tatmin edici olmasıydı. Yüksek gelir kapısı olan hamamlar büyük tüccarların elindeydi ve ihtiyaç halinde uygun yerlere bir yenisini daha yapmaktan asla kaçınmıyorlardı çünkü fazlasıyla karşılığını alıyorlardı. Ancak Roma’nın birçok noktasında, devlet ve imparator tarafından yaptırılan hamamlarda halktan giriş ücreti alınmıyordu. Tüccarların açtığı hamamlarda ise giriş ücretleri fazla olmasa da sürümden kazanç söz konusuydu.

   Bazı hamamlarda kadınlar ve erkekler için farklı bölmeler olsa da bu tarz yapılar nadir görülürdü. Genelde kadınlar ve erkekler farklı zamanlarda aynı hamamı kullanırlardı. Sabahları işle güçle meşgul olan erkekler hamamı öğleden sonraları kullanırken, evde olan kadınlar sabahları giderlerdi. Sosyal sınıfın çok net çizgilerle ayrıştığı Roma’da, sosyalleşme merkezi olan hamamlarda bu ayrışma neredeyse kaybolurdu. Bu durum sadece köle sınıfı için geçerli değildi. Zaman zaman Romalılar kendilerine hizmet edilmesi için kölelerini getirebilirdi. Fakat bu köleler hamamlara farklı girişlerden girerdi.

   Hamamlar genel olarak üç bölümden oluşurdu. Sıcak oda diye adlandırılan caldarium’larda buhar eşliğinde terlenip, sonrasında soğuk oda diye adlandırılan frigidarium’larda serinlenir ve masaj yaptırılırdı. Ama sıcak odadan soğuk odaya geçişte şok etkisini azaltmak için bu iki oda arasında bir de ılık oda bulunurdu, ona da tepidarium denirdi. Soğuk oda da kölelerine veya hamam çalışanlarına masaj yaptıran Romalılar her türlü konforu düşünmüşlerdi.

   Bilinenin aksine Roma mühendislikte çok ileri düzeydeydi ve bu hamamlarda bunun en güzel örneklerinden biriydi. Alttan ısıtma mantığıyla ısıtılan hamamlarda sıcaklığı sürekli sağlamak için ateşi besleyen köleler vardı. Isıtılan suyun duvarlardan geçtiği boru hatları dahi mevcuttu. Sonrasında ısınan havanın hareketlerini yorumlamış olmalılar ki odalar kubbe şeklinde planlanmıştır.

   Hamamlara girildiğinde yapılan ilk iş soyunmaktı. Yunanların aksine Romalılar çıplak halde banyo yapmanın ve spor aktivitelerinde bulunmanın uygun olmadığını düşünüyorlardı. Soyunmak için ayrı özel odalar mevcuttu ve eşyalarını koyabilecekleri ahşap dolaplar vardı. Ayrıca efendileri hamamda yıkanırken, sporunu yaparken veya bir şeyler okurken, köleleri giysi ve eşyalarına göz kulak olurlardı.

   Birçok spor aktivitesiyle hamam kültürünü birleştiren Romalılar, fiziksel ve ruhsal rahatlamanın yanı sıra olayın entelektüel boyutuna da önem vermişler ve bu büyük komplekslere kütüphaneleri de eklemişlerdir. Hamamlar ne kadar büyük ve ihtişamlı olursa bu o derecede imparatorluklarının gücünü gösteriyordu. Birçok Roma imparatoru gücünün bir sembolü olarak kendi adını taşıyan görkemli hamamlar yaptırmıştır.

   Roma hamamları geleneksel olarak Orta İtalya’dan gelmektedir. Mutfak veya banyo yanındaki bir ısıtıcıdan terleyen ev halkı, dönemsel grip, soğuk algınlığı gibi virüs kökenli hastalıklarından arındığını fark etmiştir. Aynı zamanda romatizma kökenli rahatsızlıklara da iyi geldiği görülmüş ve bunun sonucunda tıbbi şifa merkezleri olarak hamamlar ortaya çıkmıştır. Sonrasında da spor ve kültür aktiviteleriyle zenginleştirilerek daha büyük kompleksler ortaya çıkmıştır.


Hayata Dair kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster