Çocukluğumuzun en ilginç ve çekici hikayelerindendir Peter Pan. Hiç büyümek istemeyen, hayal dünyasında yaşayan bir çocuğu anlatır. Tıpkı hikayede olduğu gibi Peter Pan Sendromu da büyümekten korkan ve kaçan erkekler için kullanılmaktadır.
nedir?
Akıp geçen ömrümüze ne hayaller ne hedefler sığdırıyoruz değil mi? Hep bir koşuşturmacanın içindeyiz. Kendimizi kısacık olan şu ömrümüzü verimli geçirmeye adıyoruz. Hep üretelim, gelişelim istiyoruz. Peki, ama doğru şeylere mi harcıyoruz enerjimizi? Ya da ömrümüzü bir hedefe mi adamamız gerekiyor?
Tamam hepimiz zaman zaman önceden heyecan duyduğumuz şeylere karşı ilgimizi kaybedebiliriz. Fakat Anhedoni’ye sahip bu insanlar, yaşadıkları ilgisizliği ekstrem durumlara çıkarmaktadır. Zevk duymak onlar için adeta imkansız hale gelmektedir.
Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler mutluluğun hiçbir zaman mutlak olmadığını ve sadece kötü şansı getirdiğini düşünmektedirler.
“Kitap yoluyla iyileşme” anlamına gelen Bibliyoterapi, psikoterapik bir tedavi şeklidir. Literatüre 1916 yılında giren bu tedavi şeklinin tarihi aslında Antik Yunan’a kadar uzanmaktadır. Hatta kitapların iyileştirici gücünü keşfeden Antik Yunanlılar kütüphanelerine “Ruhun Şifa Yeri” demişlerdir.
Kintsugi geleneksel Japon estetiği Wabi-Sabi’ye dayanmaktadır. “Wabi” kelime olarak “basit, materyalist olmayan, mütevazi” anlamlarına gelmektedir. “Sabi” ise “zamanın çiçeklenmesi” anlamını taşır. Wabi-Sabi ise Japonların doğadaki kusurlar içindeki güzelliği bulma, doğal büyüme, çürüme ve ölüm döngüsünü kabul etme sanatıdır.
Füze kelimesi Latince “göndermek” anlamına gelen “mittere”‘den gelmektedir. Temel olarak füze insansız, kendinden tahrikli, güdümlü bir mühimmat sistemidir.
Stockholm Sendromu iradesi dışında alıkonulan bir kurbanın, zamanla tutsağına karşı sempati duyduğu psikolojik bir olgudur. Sendrom, her ne kadar psikolojik bir olgu olsa da kesinlikle zihinsel bir bozukluk değildir.