Aşağı yukarı aynı zaman diliminde dünyaya gelen, dünyaya geldikleri coğrafya ve zamanın ortak özelliklerini taşıyan, benzer düşünce tarzlarına sahip bireyler topluluğu “kuşak” olarak adlandırılmaktadır. Diğer bir deyişle; yaklaşık 25-30 yıllık zaman dilimini kapsayan, daha farklı bir yaşam ve düşünce yapısına sahip ortak payda da diyebiliriz. Özellikle son yıllarda araştırmacıların ilgi alanına girmiştir kuşaklar. Çünkü bazen aynı kuşaktan olan bireyler arasında dahi belirgin farklılıklar olmaktadır. Araştırmacılar da bunun nedenleri üzerinde durmaktadır. Bu sebepten dolayı kuşak kavramı sürekli tartışma konusu olmuş ve bu yüzden literatüre birçok kuşak kavramı girmiştir.

   Bugün iş hayatında dört kuşak bir arada çalışıyor. Son kuşak olan Z Kuşağı ise iş hayatında henüz stajyer olarak bulunuyor ya da yakında yer alacak. Günümüzde kuşaklararası çatışma her daim gündeme gelmektedir. Her bir kuşak kendinden önceki kuşakları çağ dışı ve teknolojiye uyumsuz bulurken; kendinden sonraki kuşakları da sorumsuz ve sabırsız görmektedir. Bu görüş yıllarca süregelen bir bakış açısıdır. Bazen bu çatışma öyle bir boyuta gelir ki iş hayatındaki çalışma rutinini dahi etkileyebilmektedir. Her kuşağın iş hayatındaki beklentilerinin farklı olması insan kaynakları departmanlarını bu alana yönelik çalışmalara itmiştir. Bu kapsamda farklı kuşakların birbirleriyle nasıl uyum içerisinde çalışabileceklerinin planlamasını yapmaktadırlar.

X, Y ve Z kuşaklarına baktığımızda bu kuşaklarının oluşumunda en önemli faktörlerin: yoklukla geçen yıllar, teknolojiden daha ziyade insan emeğine bağımlı işler ve zamanla teknolojinin ilerlemesiyle gelen uzay çağı.

X kuşağı günümüzde iş hayatında belirli bir deneyim kazanmış ve çoğunlukla yöneticilik veya idarecilik konumuna gelmiş bireylerdir. Y kuşağı ise henüz iş hayatının başlarında veya yeni yeni yönetici olmaya başlayan, teknolojiye daha fazla hakim kuşaktır. Z kuşağı ise uzay çağı dediğimiz kuşak. Hemen hemen her şeyde teknolojiye bağımlı ve sabırsız bir kuşaktır.

Kuşakların Sınıflandırılması

   Dünya geneline baktığımızda gerek ekonomik gerekse sosyal yapıdaki ortak paydadaki bireyleri aynı kuşağa dahil etmişler. Eskiden kuşak tanımlamaları her 25-30 yıl için yapılır ve diğer unsurlar göz ardı edilirdi. Sosyologlarda bu kapsamda çalışmalarını yürütürdü. Ama artık çok büyük bir etken var hayatımızda; teknoloji… Eskiden hayatımızı değiştiren teknolojik buluşlar zaman alırdı; fakat bugünlerde bir yıl önceki önemli bir buluş bile onun yerini alan daha teknolojik, daha kullanışlı bir buluşla önemini kaybediyor. Dolayısıyla günümüzde kuşaklar arası geçiş süresinin 25-30 yıldan çok daha kısa sürelere düştüğü tartışılmaktadır.

Günümüzde üç kuşağın adı geçmekte fakat bunun öncesinde; yani X kuşağından da önce tanımlanan iki önemli kuşak daha vardır. Bunlar: Sessiz Kuşak ve Bebek Patlaması Kuşağıdır.

X Kuşağı Öncesi

1925 ve 1945 yılları arasında kalan kuşak sessiz kuşak olarak adlandırılırken; 1945 ile 1964 arası ise, Bebek Patlaması Kuşağı olarak adlandırılmaktadır. Bu kuşaklar daha çok X Kuşağı’nın anne – babaları ve dede – büyükannelerinden oluşmaktadır. Bu kuşakların günümüz iş hayatında nüfus yoğunluğu oldukça azdır. Oldukça gelenek ve eski anlayışa bağlı olan bu kuşaklar teknoloji ile de arası en kötü olanlardır.

Sessiz Kuşak

   1925 ile 1945 yılları arasında doğan bireyleri kapsar bu kuşak. Bu dönem insanları savaşları, zorlukları, kıtlığı, yokluğu ve birçok mücadeleyi görmüştür. Bu kuşağın bulunduğu döneme bakarsak içinde bulundukları toplumun çıkarlarını, geleceğini ön planda tutarak, kendi ihtiyaç ve beklentilerini hep geri planda tutmuşlardır. Bu bağlamda sosyal toplum bilinci ve sorumluluk bilinci en yüksek kuşak olarak adlandırsak yanlış olmaz. Bu kuşağın İkinci Dünya Savaşı’na olan katkıları göz önüne alındığında  aynı zamanda neden “Büyük Kuşak” olarak adlandırıldığını anlayabiliriz. Sessiz kuşağın iş hayatındaki en belirgin özelliği otoriteyi tanıma ve mutlak doyuma ulaşmış olmaktır. Bu kuşağın hiyerarşi zinciri ile kurallara ve talimatlara mutlak uyumu görülmektedir. İş bağlılıkları en yüksek olan kuşaktır çünkü çok fazla zorluk ve mücadele görmüşlerdir. Ayrıca iş değiştirmeye sıcak bakmayan sabır eşiği oldukça yüksek bir kuşak olarak da tanımlayabiliriz. Günümüz iş hayatında en az nüfusa sahip olan bu kuşak zaman zaman yeni dünya  düzenine ayak uyduramamakta ve iş hayatından uzaklaşmaktadırlar.

Bebek Patlaması Kuşağı

   Bebek Patlaması Kuşağını 1945 ile 1964 yılları arasında doğanlar oluşturmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında geleceğe dair öngörüsü olmayan insanlar içinde bulundukları yokluk ve zor şartlarında etkisiyle bebek yapmaktan kaçınmış ve bunun sonucunda da nüfusta önemli oranda düşüş yaşanmıştır. Nüfusta yaşanan ciddi düşüşün ardından politikacılar nüfusu, doğum oranını arttırmaya yönelik çalışmalara başlamıştır. Hatta bu dönemde birçok sanatçı nüfus artışını teşvik edici reklamlarda oynamıştır. İnsanlar yavaş yavaş tekrar kendini güvende hissetmeye başlamıştır. Savaşlarında bitmesiyle bu güven ortamı daha da artmış ve bununla birlikte doğum hızı da artmaya başlamıştır. Dünya genelinde bu dönemde yaklaşık 1 milyar bebeğin dünyaya geldiği tahmin ediliyor.

   Bu kuşağın en belirgin özellikleri: çalışkanlıkları, sadakatleri, işe olan bağlılıkları ve amaca odaklanmadır. Ayrıca otoriteye saygı, kararlarının arkasında durma ve saygılı olmada en dikkat çekici özelliklerindendir. Bu kuşak kurallara uyma konusunda asla taviz vermez. Uzun yıllar aynı iş yerinde çalışma eğilimindedirler ve iş değiştirmeye çok sıcak bakmazlar. Kanaatkar bir kuşaktır. Parada  ön plandadır onlar için ama daha çok önem verdikleri idealleri ve kariyerleri vardır. Günümüzde yavaş yavaş emekli olmaya başlasalar da halen birçok şirketin üst yönetiminde bu kuşaktan bireyler vardır.

Kaynak:

Arif Tan – Kuşaklar ve Kuşak çatışmaları (Mayıs, 2019)


Hayata Dair kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster