Günümüzde Antalya ilinin bulunduğu coğrafya, antik dönemlerde Pamfilya adıyla anılmaktaydı. Kıyı boyunca uzunluğu yüz kilometreyi aşan, enine derinliği ise elli kilometreyi bulan bir bölgeyi ifade etmekteydi. Verimli ovaları ve Toros Dağları olarak bilinen dağlarda eriyen karların oluşturduğu birçok akarsu bu bölgeyi antik çağlarda da bir cazibe merkezi haline getirmişti. Çevre eyaletlerden, hatta çok daha uzak bölgelerden göç alan bu coğrafya kimi zaman uğruna savaşlar çıkartacak kadar değerliydi. Pamfilya, ismini de bu yönüyle kazanmıştır. Pamfilya, her yerden göç alan, her yerden gelenler anlamına gelmektedir.

   Günümüzdeki Antalya Körfezi’nin o dönemlerdeki ismi Pamfilya Körfezi idi. Dönemin en önemli ticaret merkezi konumunda olan Pamfilya Körfezi, doğusunda ve batısında da çok önemli kentlerin kesişim noktasında bulunmaktaydı. Batısında yine bir liman kenti ve kültür merkezlerinden sayılan Phaselis Antik Kenti vardı.

Bu kent sırtını Bey Dağları’nın yeşilliğine dayayan ve önünde turkuaz Akdeniz’e kapılarını açan önemli bir ticaret kentiydi. Kentin her yerinde yetişen defne ağaçları ve en güzel şaraplara ev sahipliği yapan üzüm bağları başlıca ticari kalemlerdi. Aynı zamanda birçok sanatkarın yaşadığı şehirden, özenle işlenen metal takılar ve süs eşyaları gemilerle şehre gelen tüccarlara satılırdı. Tabii ki Phaselis’in yanı sıra tüm Roma’da büyük önem taşıyan ve birçok dini/mitolojik şahsa ev sahipliği yaptığı düşünülen tanrıların kenti olarak bilinen Olympos Kenti ve Chimera Dağı’da vardı.

   Pamfilya Körfezi’nin doğusunda da çok önemli dönem kentleri mevcuttu. Side, Aspendos ve Perge bu kentlerin başında geliyordu. Perge adı daha çok kentteki devasa heykeller ve ihtişamlı çeşmeleri ile adından söz ettirmiştir. Perge adının bir yıldız olarak tüm Roma’da duyulması ise Plancia Magna zamanına rastlar. Plancia Magna, günümüz deyişiyle Roma İmparatorluğu’nun ilk kadın belediye başkanı kabul edilir. Tüm şahsi servetini Perge şehrine harcayıp, şehri Roma’nın en gözde ve gösterişli şehirlerinden biri haline getirmesiyle tanınır. Perge’nin biraz daha doğusunda bulunan bir diğer önemli Pamfilya kenti Aspendos idi.

Aspendos, Roma topraklarının en iyi atlarının yetiştirildiği yer olarak bilinirdi. Ayrıca ünü tüm imparatorluğa yayılan şarapların üretildiği üzüm bağlarına da ev sahipliği yapıyordu. Mimari alanda da çok önde olan kentten günümüze kalan en önemli eser akustik tiyatrodur. İmparator Marcus Aurelius döneminde yapılan tiyatro günümüzde halen birçok konser, tiyatro vb. gösteriler için kullanılmaktadır. Aspendos’un daha doğusunda yer alan Side ise tam anlamıyla bir denizcilik kentiydi. Pamfilya’nın en büyük ve en gelişmiş kentiydi. Adı sık sık korsancılıkla anılsa da aynı zamanda önemli bir eğitim merkeziydi. Kimi zamanlar Roma’dan çoğu senatörün çocuklarını bu kente eğitime gönderdikleri bilinmektedir.

   Pamfilya’nın en doğusunda bulunan Alanya kenti de bugün olduğu gibi o dönemde de önemli bir bölgeydi. Akarsularının bolluğu, doğal güzellikleri ve ılıman iklimiyle o dönemde de doğa tutkunlarının sıklıkla ziyaret ettiği bir bölgeydi. Alanya’ya ait başka bir detay ise antik dönemlerde avcılık tutkunlarının gözdesi olmasıydı. Sırtını dayadığı dağlarda birçok yabani türe ev sahipliği yapan kentte bolluk ve bereket hakimdi.

   Görüldüğü üzere Pamfilya adıyla anılan bu coğrafya, bugün olduğu gibi antik çağlarda da cazibe merkeziydi ve en önemli eyaletlerden biriydi. Verimli toprakları, akarsuları, doğal güzellikleri ve ılıman Akdeniz iklimiyle bugün olduğu gibi geçmişte de göç merkeziydi.


Hayata Dair kategorisinde bulunan diğer içerikleri de okumanızı tavsiye ederiz!

Etiketler:

,

Yazar Hakkında

Arif TAN

Lisans, Dokuz Eylül Üniv. - Makine Mühendisliği Yüksek Lisans, Marmara Üniv. - MBA Doktora, Zürih Üniv. - Ekonomi (Halen) 19.10.1987 Antalya doğumluyum. Çeşitli dergi, kurum ve kuruluşlarda yazarlık yapmaktayım.

Tüm Makaleleri Göster